8.11.2007

GÖZ MAKYAJI

GÖZLERİNDE DİLEDİĞİNİZ GÖRÜNÜMÜ YARATIN




İstenilen illüzyon etkisini yaratmak için, açık ve koyu renk tonları ulanarak göz makyajınızı tamamlayın. Açık tonları uygulayarak gözlerin daha büyük ve yakında görünmesini sağlarken, koyu tonları kullanarak gözlerin ufak ve uzak görünmesini sağlayabilirsiniz. Renklerle oynayın, sonuca siz de inanamayacaksınız.



Birbirine uzak gözleri yakınlaştırmak için



GÖZ KAPAĞININ İÇ YARIM KISMINA KOYU TONLARI UYGULAYIN.

Göz kapağının iç kısmında koyu tonları tercih edin ve buruna kadar ki bölümde daha koyu bir tonla karıştırın. İç köşeye daha koyu ve kalın bir göz kalemi uygulayarak etkiyi artırın.


Birbirine yakın gözleri uzaklaştırmak için



AÇIK REN BİR GÖZ KALEMİ İLE GÖZÜN İÇ KÖŞESİNE AYDINLIK BİR GÖRÜNÜM VERİN.

(açık renkte kapatıcı veya parlaklık veren göz farı da uygulayabilirsiniz) Bu uygulama, aynı zamanda güne aydınlık ve canlı bir görünümle başlamanız içinde hızlı bir yoldur.


Gözlerinizi büyük göstermek için



GÖZLERİNİZİN BEYAZLIĞINI ORTAYA ÇIKARTIN.

Gözleri belirginleştirmek için üst kirpiklerin dibine ince bir çizgi uygulayın. Çok açık tonda bir göz farını göz kapaklarının altına uygulayın. Böylelikle gözlerin parlaklığını artırabilirsiniz. Kirpikleri kıvırın ve maskara ile belirginleştirin.

Gözlerinizi kalkık gösterin

ALT GÖZ KAPAĞINA KALEM UYGULAMADAN ÜST GÖZ KAPAĞINA ODAKLANIN. Kirpiklerden kaşlara kadarki bölüme açık tonda bir far uygulayın ve göz kapağına koyu tonu sürün. Göz kalemini sadece dış çizgiye sürün, iç kısmına uygulamayın ve pamuk ile dağıtarak yumuşatın. 1 veya 2 kat maskara uygulayın.


Makyöz Meryem DEDE

SEKSİ DUDAKLAR

SEKSİ DUDAKLAR


Ruj -bir kadının en iyi arkadaşı!
Onsuz yaşayamayacağınız, en yakınınız... Görüntünüzü değiştirmenin en kolay yolu. Makyajınızda ki son dokunuş. Onsuz, hiç bir makyaj tam değildir!

ÇARPICI DUDAKLAR, EN MODA RENKLER!


Belirginleştirin :


Dudak kalemi genellikle dudakları belirginleştirmek ve rujun solmasını önlemek için kullanılır. Üst dudaklar için, kıvrımlı kısımdan başlayın ve köşelere doğru kalemi uygulayın. Alt dudaklar için, köşelerden başlayın ve iç kısımlara doğru tek bir çizgi görünümü verecek şekilde dudak kalemi uygulayın.
Belirginleştirin ve doldurun :


Dudak kalemi, rujun daha canlı görünmesini sağlamak için de kullanılır. Rujunuzun rengine uygun bir dudak kalemi ile dudak çizgisinin üzerine dudak kalemi uygulayın ve hafif dokunuşlarla dudağın iç kısmına sürün. Sıra ruja geldiğinde, ruj fırçası ile ortadan başlayarak kenarlara doğru rujunuzu uygulayın.


Parlaklık verin :


Dudak parlatıcısı ile maksimum ışıltı. Dayanılmaz ve etkili bir görünüme kavuşmak için en hızlı yol. Renkli veya şeffaf. Tek başına veya en sevdiğiniz ruf ile birlikte. Ne kadar parlamak istediğinize siz karar vereceksiniz. Dudakların daha dolğun görünmesi için en eski ve etkili yöntem... İlk olarak, rujunuzu uygulayın, dudaklarınızı büzün ve dudaklarınızın ortasına parlatıcı uygulayın.

DOĞAL GÜZELLİK

DOĞAL GÜZELLİK


Sonbaharda saçlar dalgalı, dudaklar kırmızı, yanaklar pembe olacak. Ama hepsi abartıdan uzak, doğal görünecek Sonbaharda saçlar dalgalı, dudaklar kırmızı, yanaklar pembe olacak. Ama hepsi abartıdan uzak, doğal görünecek
Sonbahar serin havayla birlikte yeni güzellik trendlerini de beraberinde getirdi. Bu yeni trendlerin başında da doğallık geliyor. Yani önümüzdeki aylarda herkes doğal olacak. Saçlar da, yanaklar da, dudaklar da bakımlı ama abartısız görünecek.

Şeftali pembesi yanaklar
Yanaklarımız en doğalhaline, soğuk kış rüzgarındankızardığında kavuşur. Busoğuk rüzgar etkisini kremallıklarla yanaklarınıza daverebilirsiniz. Şeftalitonlarındaki krem allıktanparmaklarınızın ucuna alıp,bunu hafif hafif elmacık ke-miklerinizin üstüne yedirirse-niz, aynı doğal görüntüye ka-vuşabilirsiniz. Makyajınızındaha kalıcı olmasını istersenizkrem allığın üstüne, fırçayardımıyla hafifçe toz allıkuygulayabilirsiniz.

Saçta abartıdan kaçının
Günlük saç kullanımınızda oyunuzu her zaman doğallıktan yana kullanın. Örneğin saçınızı at kuyruğu yapın. Ya da at kuyruğu yaptığınız saçınızı ikiye ayırın, her birini kendi etrafında döndürüp toplayın ve iki küçük topuza sahip olun.

Eye-liner'sız göz olmaz
Bu sonbaharın olmazsa olmazlarından biri de likit eye-liner. Kadına daha seksi bir hava katan likit eye-liner'ı hatasız uygulamak için; önce siyah göz kalemi ile şekil verin. Verdiğiniz şekilden memnun kaldığınız zaman da üstüne likit eye-liner'ı çekin. Eye-liner'da hiçbir zaman siyah renkten şaşmayın.

Kırmızı rujdan vazgeçmeyin
Bu yıl, kırmızı rujlu 1940 kadını yeniden hayatımıza döndü. Kırmızı ruju daha etkili göstermek için, cildinizin sağlıklı görünmesinin şart olduğunu unutmayın. Ve kırmızı ruju ön plana çıkarmak için yüzünüzün geri kalan bölümüne fazla makyaj yapmayın.

Doğal dalga seksi gösterir
Doğal dalga her zaman kadını daha seksi gösterir. Saçlarınız düzse bile doğal dalgalara kavuşmak o kadar zor değil. İri bigudilerin yanı sıra, kurutma makinesiyle kuruturken, saçınızı parmağınıza küçük parçalar halinde dolayarak doğal dalgalara kavuşabilirsiniz.

KİMYASAL PEELİNG

Kimyasal Peeling nedir?

Kimyasal peeling meyve asitleri ile cildin üst tabakası soyularak yapılan bir tedavi yöntemidir.

Cildin üst katmanının soyulması yeni deri oluşumunu uyarır, böylece daha sağlıklı görünüm sağlanabilir. Bu tedavide çeşitli meyve asitleri kullanılmaktadır. Özellikle şeker kamışından elde edilen alfa hidroksi asitlerin (Glikolik asit) kullanımı yaygındır.

Akne, lekelenme,antiaging,skar tedavisi kullanım alanları arasındadır. Uygulama yapılacak alan ve uygulama döneminde güneşin etkisi önemlidir.

Kimyasal peeling sonrasında lekelenme, renk açılması gibi yan etkiler oluşabilir.

Uygulama sonrasında güneşten korunma sağlanmalıdır.

Tedavi için tekrarlayan seanslar gerekebilir. Seans arası ve sayısı cildin durumu ve kullanılan asidin yüzdesine göre değişiklik gösterebilir.

· Yazın cildim mükemmel fakat kışın pul pul ve kupkuru oluyor. Neyi yanlış yapıyorum?

Cilt kürünüzü mevsime göre değiştirmelisiniz. Kışın daha yoğun yüz maskeleri veya nemlendiriciler kullanmalısınız. Her gün en az bir litre su içmeniz cildinizin çok daha taze ve canlı görünmesini sağlayacaktır. Unutmayın ki kışın bile UV ışınları cildinize zarar verebilir bu yüzden kışın da güneş koruma faktörü içeren ürünler kullamalısınız.

· Retinol ne demektir?

Retinol saf A vitamininin bir diğer adıdır. Retinol kırışıklıkları azaltmak için kullanılan en etkili bileşendir.

Geceleri iyi uyuduğum halde sabahları genelde şişkin gözlerle uyanıyorum. Ne yapabilirim?

Şişkin gözlerin genel nedeni gece yatmadan önce yağlı nemlendiricilerin göz kapaklarına uygulanmasıdır. Halbuki göz çevresi hassas olduğundan göz için ayrı bir nemlendirici kullanılmalıdır.



· Genelde saçımı boyuyorum fakat birkaç yıkamadan sonra çok sönük ve cansız bir hal alıyor. Bunun için ne yapabilirim?

Haftada bir kullanacağınız Aktif Bakım Maskesi ile saçınız gereksinim duyduğu neme ulaşır böylece rengini ve canlılığını uzun süre korur.

5.11.2007

HİDROTERAPİ

Hidroterapi
Çevremizde bulunan, her an gördüğümüz bazı maddeler hastalıklarımızın tedavisinde ciddi şekilde yardımcı olabilir. Bunlar keşfedilmeyen doğal ilaçlardır.
Dünyanın beşte dördü ve bedenimizin üçte ikisinin suyla kaplı olduğunu düşünürsek. Suyu çevremizde keşfedilemeyen doğal tedavi yöntemi olarak görebiliriz. Örneğin yüzme doğal tıp uzmanları tarafından fiziksel terapi olarak görülmektedir.
Bir takım hastalıklarda ve açık yaralarda suyun tedavi edici etkisi olabilir. Suyun en faydalı yönüde vücuda kazandırdığı enerjidir. Vücudunuzun sadece bir bölümünde su terapisi uyguladığınızda bu etkisini diğer bölgelerde de gösterebilmektedir. Vücutta bulunan tüm organların hatta hücrelerin vücudu toksinlerden temizleyebilmesi için suya ihtiyacı vardır. Su vücut ısısını dengede tutar.
Hidroterapinin ana maddelerini hareket ve tepki yasası oluşturmaktadır. Sıcak bir duş aldığınızda vücudunuz ısındığından kan aşağı doğru ilerler ve en uçta olan damarlara ulaşır. Soğuk suda sıcak suyun tam tersi tepki gösterir. bu defa kan yukarı doğru harekete geçer.
Suyun vücut üzerinde yarattığı etki ısısına göre değişir. Soğuk su enerji verir ve canlılık getirir. Vücuttan toksinleri atar, ateşi düşürmek içinde soğuk su faydalı olacaktır. Idrar yollarını açmakta, ağrıları dindirmekte ve kabızlık içinde soğuk su kullanılabilir. Buz ya da buzlu sularda kanamaları dindirir ve vücudun darbe almış bölümlerinde oluşabilecek olan şişlikleri önler.
Sıcak su vücudun rahatlamasını sağlar. Ağrılarda ve kızarıklıklarda da sıcak su kullanılması tavsiye edilir.
Ardı ardına yapılam sıcak ve soğuk banyolar kan dolaşımını hızlandırır. Sıcak su buharının gözenekleri açtığı, terlemeyi artırdığı ve göğüsteki kan basıncını da hafiflettiği görülmüştür.



Uygulaması
Su beden ağrılarını dindiren ve deriyi soğutan bir anestetiktir. Karnınızda oluşan krampları dindirmek için kompres uyguladığınızda yararını kısa süre içinde görürsünüz. İdrar üretiminizin artması için soğuk su içebilir ya da belinize sıcak kompres uygulayabilirsiniz. Vücudunuzdan toksinleri arındırmak için hamama, saunaya gidebilir,jenital bölgeyi su ile yıkayabilir ya da bol su içebilirsiniz. Kuvvet kazanmak istediğinizde soğuk su ile banyo yapmalısınız. Rahatlamak için ise ılık banyo yapmanız gerekecektir.
Hidroterapi yöntemleri hastalığın oluştuğu bölgeye göre değişir. Su sıcak ılık ya da soğuk olabilir. Suyun ısısı sürekli değişim gösterebilir. Basınç da değişebilir. Banyo süresi uzun ya da çok kısa olabilir. Masaj için kullanılan araçlar değişebilir. Örneğin kese ya da sünger kullanılabilir. Suya özel otlar, tuz hatta çamurda karıştırılabilir.
Rahatsızlıklarınıza göre aşağıdaki terapi yöntemlerini kullanabilirsiniz:
Isırganotu/Rezene: Ciltteki pürüzleri yok eder.
Biberiye: Kan dolaşımını uyarır.
Sarı papatya: Cildi pürüzsüzleştirir, gözenekleri açar; uykusuzluk ve hazımsızlık problemlerini çözer.
Çamözü: Terlemeyi hızlandırır, cildi yumuşatır, kızarıklıkları geçirir.
Zencefil: Kasları gevşetir, cildi renklendirir, dolaşımı hızlandırır.
Elma sirkesi: Güneş yanıklarının verdiği acıyı ve kaşıntıyı giderir. Rahatlamayı sağlar.
Adaçayı: Ter bezlerini uyarır.
Yulaf: Kaşıntı, kurdeşen, rüzgar yanıkları, güneş yanıklarında olumlu sonuçlar verir.
Soda/ Mısır nişastası/ Boraks: Yararlı bir antiseptiktir.
Sülfür: Aknelere iyi gelir.
İngiliz tuzu: Kasları gevşetir, nezleye iyi gelir, terlemeyi hızlandırır.
Ölü deniz tuzları: Yaralanmalardan sonra vücudu yeniler.
Tuz: Rahatlatıcıdır.
Kepek: Kaşıntılara iyi gelir, cildi yumuşatır.
Küçük hindistancevizi ağacı tohumu: Terlemeyi sağlar.
Bu bitkilerin tümünü aktarlardan rahatlıkla bulabilirsiniz. Oldukça ucuz ve kolay olan bu tedavi yönteminin yararlarını kısa sürede içinde göreceksiniz.

AROMA TERAPİ VE MASAJ

Aroma Terapi ve Masaj

Aroma Terapi
Eski Çin, Mısır ve Hint uygarlıklarından beri uygulanan bu yöntem bitkilerin saf aroma yağları ile yapılmaktadır. Bu yağlar bitkilerin kök, reçine, yaprak ve çiçek kısımlarından elde edilir. Hem zihinsel hem de fiziksel yararları bulunmaktadır. Alternatif bir tıp yöntemi de diyebiliriz. Özellikle son zamanlarda insanoğlu yeniden en büyük zenginliğin doğada olduğunun farkına varmış ve özellikle de bitkilere yönelmiştir.

Etkileri nedir?
Bilindiği bitkilerden elde edilen bu uçucu öz yağların vücut açısından çok olumlu etkileri vardır. Sakinleştirici, canlandırıcı, toksin atıcı, ağrı giderici, hücre yenileyici, uyarıcı, kas gevşetici, uykusuzluk giderici gibi konularda kesin etkileri vardır. Aroma terapinin uygulama şekilleri masaj, banyo, krem ve çeşitli vücut bakımları şekillerinde sıralanabilir. Bitkisel yağlarla yapılan aroma terapi masajı, kan dolaşımını hızlandırarak :-):-):-):-)bolizmanın hızlı çalışmasını ve böylece daha kolay kilo verilmesini sağlar. Bu tip uygulamalar ve bakımlar periyodik aralıklarla uygulandığında vücut direncini artırır. Çeşitli cilt problemlerinin düzelmesine yardımcı olmakla birlikte çok canlı bir cilt yapısına kavuşmanızı sağlar. Bitkisel yağlar doğal içerikli oldukları için genelde yan etkileri yoktur. Fakat yine de bir uzman kontrolünde gerçekleştirilmelidir. Uygulandıktan kısa bir süre sonra hem ter hem de idrar yoluyla vücuttan atılır.

Nasıl yapılıyor?
Bitkisel sularla vücut temizlendikten sonra deniz tuzu ile vücut peeling'i yapılır. Bu uygulama ciltteki gözenekleri açarak uygulanacak olan bitkisel aroma yağlarının daha iyi emilimini sağlar. Gazlı bezle vücut sarıldıktan sonra termo (ısıtıcılı) battaniyede ya da buhar kabininde ½ saate yakın beklenilir. Daha sonra yumuşayan cilde uygun bitkisel yağlarla komple vücut masajı uygulanır. Bittiğinde kendinizi çok canlı ve rahatlamış olarak hissedersiniz.

SICAK TAŞ MASAJI

Sıcak Taş Terapisi, ısıtılmış taşlar kullanılarak ısının bedenin derinlerine nüfuz ettirilmesini sağlayan bir masaj terapisidir. Masaj, ısıtılmış ve soğutulmuş volkanik lav (bazalt) taşlarıyla özel bir teknik uygulanarak yapılır.
Sıcak Taş Terapisi, 1993 yılında Arizona’da Mary Nelson Hannigan tarafından geliştirilmiştir. Mary Hannigan bu masaj tekniğini 1999 yılında Avrupa’da ilk kez İngiltere’de öğretmeye başlamıştır.
Sıcak Taş Terapisi, uzun süre ısıyı üzerinde tutma özelliğine sahip volkanik lav (bazalt) taşları ile yapılır. Bu pürüzsüz, parlak ve değişik boylardaki yassı taşlar su içerisinde ısıtılırlar.

Sıcak Taş Terapisi Nasıl Uygulanılır?
Sıcak taşlar, terapist tarafından masaja başlamadan önce vücudun belli kilit noktalarına yerleştirilir. Böylece, daha masaja başlanmadan, taşların ısısı kasların derinlerine nüfuz eder ve “Termoterapi” özelliğinden yararlanılmaya başlanır. Ardından aromatik öz yağlardan da faydalanılan masaj uygulanır. Taşlardan emilen ısı, kan dolaşımının hızlanmasını ve dolayısıyla kasların, dokuların ve hücrelerin daha çok oksijenle beslenmesini (Termoterapi) sağlar. Ayrıca lav taşlarının su içinde ısıtılması nedeniyle, suyun terapi özelliğinden de (Hidroterapi) yararlanılır. Sıcak taşlarla yapılan bir ovma hareketi, taşların sıcaklığı ile kan dolaşımını anında harekete geçirmesinden dolayı, normal bir masajdaki on ovma hareketine eşittir.

Sıcak Taş Terapisi'nin Özellikleri Nelerdir?
Sıcak Taş Terapisi’inde, hava, su, ateş ve ‘Toprak Ana’nın enerjisinden; aslında onun bütün elementlerinden yararlanılır. Bu, Sıcak Taş Terapisi’nin çok kendine özgü tekniği sayesinde gerçekleşir. Volkanik lav (bazalt) taşlarının enerjisi bize, doğayla içiçeymişiz duygusunu verir. Bu nedenle, terapi sonunda kişi fiziksel, duygusal ve zihinsel rahatlık, dinginlik kazanır; baştan ayağa arınmış hissederek kendi doğasına döner.

Sıcak Taş Terapisi'nin Faydası Nedir?
Sıcak Taş Terapisi’nin periodik olarak uygulanması, kronikleşmiş sıkıntılar üzerinde etkili olmaktadır. Sıcak Taş Terapisi'nin faydası, yalnızca tanımlanan sorunun giderilmesiyle sınırlı değildir. Aynı zamanda fiziksel, duygusal ve zihinsel anlamda da enerji verir; kısacası terapi gören kendisini, baştan ayağa arınmış hisseder. Sıcak Taş Terapisi, kendi doğasına dönmek isteyen birisi için dengeli bir yoldur.

Sıcak Taş Terapisi nelere iyi gelir?
Sıcak Taş Terapisi, periyodik olarak uygulandığında, kronikleşmiş sıkıntılar üzerinde de çok etkilidir. Sıcak Taş Terapisi, aşağıdakiler de dahil pek çok durumda yardımcı olabilir:
· Kas, kemik ve eklem sorunları; bel ve sırt ağrısı
· Spor yaralanmaları
· Stres kaynaklı sorunlar; stres, gerginlik
· Uykusuzluk
· Başağrısı
· Kadın sağlığı; regl sıkıntıları
· Sancılı regl ağrıları, aşırı kanama,
· Hamilelikteki sorunlar; bel ve sırt ağrıları, rahatlama
· Solunum, dolaşım, sindirim sorunları

SHİATSU

SHİATSU

ShiatsuUzakdoğu'da 5000 yıldan beri süregelen Çinlilerin Anma masajıyla akupunkturun birleşiminden oluşan bir masaj etkinliğidir. Shiatsu yerde bir şilte üzerinde, kıyafetler çıkarılmadan yapılan bir masaj yöntemidir. Hiçbir yan etkisi bulunmayan Shiatsu her yaşa uygulanabilir. Shiatsu yaklaşık olarak 700 akupunktur noktasına parmak ucu, el ayası, dirsek ve ayak tabanı kullanılarak değişik süre ve baskı teknikleri uygulanarak yapılır. 1,5 saat süren seansların sonucu olarak 3 gün maksimum etkisi hissedilir.Shiatsu; kan ve akkan, lenf dolaşımını düzenleyici, hormonların ve salgı bezlerinin çalışmasının pozitif etkileyici özelliğe sahip olup vücuttan toksinlerin kolay atılmasını sağlar, :-):-):-):-)bolizmayı hızlandırır ve böylece fazla kiloların verilmesine yardımcı olur. Zihnen ve bedenen derin bir dinlenme sağlar, uyku kalitesini arttırır. Vücuttaki organların enerjileri düzenlenirken varsa tıkanıkların giderilmesine de yardımcı olan Shiatsu, düzenli uygulandığında vücudun bağışıklığını arttırır. Dolayısıyla hastalıklara karşı koruyucu etki gösterir. Çocuklara yapılan Shiatsu ile uyku problemlerini, kabızlık, hazımsızlık, hırçınlık, sinirlilik, stres, depresyon, baş ağrısı, migren ve bunun gibi şikayetleri giderilebilir. Bağışıklık sistemlerini güçlendirir.Shiatsu Uygulayıcısı: Cihan Karabulut

AYURVEDA

Ayurveda

Ayurveda Ne Demektir, Amacı Nedir?
Şu an yeni bir tıp dalı olarak bilinen Ayurveda, 2000 ile 5000 yıl öncesine dayanıyor, ve Hindistanda halen uygulanmaktadır. Hindistan bu bilimin anavatanıdır. Birçok Batılı Geleneksel Çin Tıbbını (GÇT) ve ona ait bitkisel ilaçlarla, akupunktur’u duymuştur. GÇT Çin için neyse, Ayurveda da Hindistan için odur . Bu gün bile her iki Ülkenin birçok hastane, ve kliniğinde,geleneksel tıp, batı (günümüz-allopathic) tıbbıyla birlikte uygulanmaktadır. Hindistanda, bir tıp bilimi olarak Ayurveda, anatomi, pataloji,kendi tanı sistemleri ve tedavi stratejileri ile, kapsamlı bir eğitim gerektirir. Hindistanda bir Ayurveda uzmanı olabilmek için,beşbuçuk yıllık bir eğitim programının (Ayurveda, tıbbı ve cerrahisi, lisansı) başarıyla tamamlanması gereklidir. Ayurveda Dünya Sağlık Örgütünce( WHO), etkili ve geleneksel bir tıp bilimi olarak kabul edilmiştir. Ayurveda’nın, üstün ve şık yönü; çok az bir çaba ve çalışmayla, kendi sağlığımızı ve yaşamımızı daha iyi yapacak, bazı basit ve pratik hususları öğrenebilmemizdir. Ayurveda’dan kendi bünyemizi ve kendi sağlığımızı tanımayı öğrenebiliriz. Bu da bize,uygun olan yaşam tarzını ve beslenme biçimini anlamamızı ve dolayısıyla, hangi bitki ve reçetelerin bize beden ve ruh sağlığı yönünden yarar getireceğini bilmemize yardım eder. 1990 yılı Ocak ayında, dünyada birçok ülkenin bir referans merkezi olarak kabul ettiği Amerikan Konseyi`nce, legal, tavsiye edilecek bir tıp dalı olarak kabul edilmiştir.
Kelime anlamı olarak (Ayur) yaşam ve (Veda) bilgi, yani yaşam bilgisi demektir. Amaçları hayatı uzatmak, mükemmel sağlığı yaratmak ve hastalıkları, bozuklukları vücuttan uzaklaştırmaktır. Ayurveda`nın esas önemli noktalarından biri de insanı, beden ve zihinle bir bütün olarak görmesidir. Ve onun tüm unsurlarını bir arada uyumlu ve dengede tutmaya çalışmasıdır. Nasıl oluyor da zihin ve beden birbiriyle ilgili oluyor? Geçtiğimiz yıllarda fizikte kabul edilen Quantum teorisine göre, moleküller ve atomdan öte, bir de maddenin quantum düzeyi vardır. Bir quanta, bilinen en küçük atomdan 10-100 milyon kez daha küçüktür. Bu düzeyde enerji ve madde birbirine dönüşebilir bir halde durmaktadırlar. Bu quantalar gözle görülmeyecek titreşimlerden oluşurlar ve adeta bir fizik oluşum için şekillenmeyi beklerler. İnsanda da aynı olay geçerlidir. Önce görülmeyen titreşimler quantum dalgalanmalarına, o da enerji uyarılarına ve o da maddeciklere, düşünceye, DNA`ya, ağrıya, dokulara, hücreye, herşeye dönüşür. İşte Ayurveda bu düzeyden, zihin ve beden düzeyinden sağlığa bakar.
Bu sistemin en önemli noktalarından biri de, sağlığı korumanın, tedavi etmekten daha önemli olduğudur. Yapılan patolojik araştırmalar göstermiştir ki, örneğin 40 yaşında bir erkekte oluşan kalp enfarktüsü, koroner damarda tıkanma gibi semptomlarla kendini belli edip, doktora gidince ortaya çıkmaktadır. Oysa daha 20 yaşında bu kişinin damarlarında ileride kalp enfarktüsüne dönüşebilecek ve damar tıkanmasına yol açacak yağ taslakları patolojik olarak saptanmıştır. İşte bu düzeyde olaya müdahale edilirse, herşey çok daha basit ve kolay olur.
Hastalıkların fizyopatolojisinden bu üç faktör sorumludur:
- Doşha`lar (Vata, Pitta, Kapha)
- Shrota`lar (vücudun kanalları, patikaları)
- Agni (sindirim ateşi)
"Doşha"lar artmış, azalmış veya nitelikleri değişmiş olabilir.
"Shrota"lar genişlemiş, daralmış, düğümsü bir yapı oluşturmuş veya akıntıları ters yöne doğru dönmüş olabilir. "Agni"nin zayıflamasıysa en büyük problemdir. Bu, "ama" (hastalık oluşturabilecek toksin - serbest radikal benzeri bir madde) oluşumuna yol açar.
Ayurveda insanları pratik olarak üç ana tipe ayırır. Bu tiplere(veya dosha lara), “Vata”, “Pitta”, ve “Kapha” denir. Bunlar, sırayla, “Hava-Boşluk”,” Ateş-Su” ve” Su -Toprak” tır. Dosha vücuttaki temel psikolojik, biyolojik, kimyasal özellikler grubudur. “Vata”, "Pitta” ve “Kapha” vücudumuzdaki pozitif güç, yaşam enerjisidir ve değişebilirler. Artabilirler veya, nadirende olsa, bünyemizde olması gereken seviyenin altına inebilirler(azalabilirler). Bu bozulmuş dosha, vücutta veya ruhta, bir dengesizlik oluşturarak, hastalıkların ortaya çıkmasına uygun ortama olanak sağlar. Değişmiş olan dosha’yı tekrar dengeye oturtmanın yolu sağlıklı beslenme, yaşam biçimi ve bitkisel desteklerden geçer. Vücudumuzda artmış olan dosha’yı azaltmak veya pasifize etmek için, bitkisel takviyeler kullanılır. Vücudunuzda çok fazla “Pitta” varsa, bu kendini, sıcaklık, kırmızılık ve acılı isilik şeklinde belli eder. O zaman, siz serinlik veren bitki yada bitki karışımlarını kullanırsınız. Böylece Pitta azalacak veya pasifize olacaktır. Dışarıdan gelen herşey ve ruhsal durumumuz, fizyolojimizi etkileyerek dosha’larımızın dengesini yada dengesizliğini yaratır. Ayurveda da beslenme bir iaçtır. Hastalıklar, beslenme ve bitkilerden yapılan beslenme takviyesi ilaçlarla sağlanır. Ayurveda ya göre insansan yapısı, zihin ve beden le bir bütündür. Zihnin bedeni, bedenin, zihni ( ruhsal durum ), karşılıklı etkilemesi sözkonusudur. Çok hastalıklı bir bedende, berrak bir ruh bulunması çok zordur. Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur, Ata sözümüz, bu gerçeğin çok iyi bir ifadesidir. Yine bu nedenle, Ayurvedik bitkisel ilaçlar( veya bitkisel takviyeler), bu gerçek gözönüne alınarak hazırlanmıştır, ve binlerce yıllık deneylerden geçmiştir.
Mükemmel bir sağlık için kişinin kendi beden tipini, yani doşha tipini bilmesi çok önemlidir. Nedeni de bir beden tipi için iyi olabilecek bir yiyecek bazılarımız için bir olay olabilir. İşte bu yüzden bazılarımız yazı sever, bazılarımız kışı; kimimize dondurma zevkli gelir, kimimize ise dokunur. Bazen canımız çorba ister, bazen de tost. Nasıl oluyor bu olay? Bir bardak sütte, kim içerse içsin, 120 cal. vardır. Ama bazılarımız onu içerse yağ depolar, bazılarımızda enerjiye dönüşür. Bazıları ise kemikte Ca++ depolar, bazısı idrarla dışarı atar, bazıları ise böbrek taşına dönüştürür, üstelik aynı kalsiyumu. Doşha tipimizi bilmek, kendimizi anlamak, aynı maddelere neden farklı cevaplar verildiğini kavramak için bu nedenle önemlidir. Ayrıca modern tıpta hastalık oluştuktan sonra çoğu zaman belirtiler ortaya çıkmaktadır. (Tıkanan damar örneğindeki gibi). Ve o zaman kişi sağlığına dikkat etmektedir. Oysa kendi tipimize göre uygun beslenme ve davranışlarda bulunmak, temelden bir korunma ve hastalık semptomları oluşmadan kolay bir tedavi olanağı sağlamaktadır. Oysa tüm semptomlar oluştuktan sonra tedavi olanakları çok kısıtlı kalabilir. Bir diğer nokta da, bir beden tipi her hastalığa yatkın değildir. Bazı hastalıklar ise kolay oluşmaktadır. Bir üçüncü nokta da, tedavide beden tipini bilmenin önemli oluşudur. Çoğumuz biliriz ki aspirin herkesin ağrısını kesmez veya midesi ağrıyan her kişiye antiasit verilirse bir gruba iyi gelirken, diğerine pek yararı olmaz.
İşte kişi kendi beden tipini bilirse ve hangi doşha`sı arttığında ne gibi hastalıklara zemin hazırladığını bilirse, doşha`sını dinleyerek, artmış doşha`yı pasifize ederek, daha ilgili hastalıklar ortaya çıkmadan sağlığını koruyabilir veya bir hastalık ortaya çıkmadan onu daha köklü bir şekilde onarabilir.
Yiyecek-içecekler:Ayurveda`da yiyecek ve içecekler ve onların tadı çok önemlidir. Çünkü vücudumuzun dışarıyla alış-verişi en çok yiyecek ve içeceklerle olur. Vücudumuza dışarıdan en çok giren maddeler besinler olduğuna göre, onların etkisi tartışılmaz. Peki bu durum nasıl olmaktadır? Her insanın atomlarının %98`i bir yıl içinde değişiyor. Yani şu an bu yazıları okuyan siz, geçen seneki size göre %98`i tamamen farklı bir sizsiniz. Şu an bile atomlarınızın bir bölümü değişmekte. Bir kişinin atomlarının çoğu değiştiğine göre, sağlığını korumakta veya bozmakta besinler çok önemli. Hatta bu etki bazen ilaçlardan bile daha fazla görülebilir.
GÜNLÜK RUTİN
Düzenli yatak ve uyku. Saat 11.00`de yatmak ideal. Uykunuz yoksa, uyuyamayacağız diye endişelenmeden gözleri kapayıp dinlenmek.
Sabah: Erken kalkmak, bir bardak ılık su içmek. Mesane ve bağırsak boşaltımı. Diş fırçalamak, dili temizlemek. Başa, vücuda, ayak tabanlarına yağ masajı. Duş, banyo. Transandantal meditasyon. Mevsime uygun rahat giyim, hafif kahvaltı, iş veya aktivite.
Öğlen: Öğlen yemeği esas öğün. Bu beden tipine ve mevsime göre olmalı, yemekten sonra hafif oturarak dinlenme. İş, aktivite.
Gece: Akşam yemeği tercihen hafif olmalı 10/15 dakika yürüyüş, mutluluk veren faaliyetler, erken yatmak.
Bazı püf noktaları:Günde bir iki kez temiz havayı derince ciğerlerinize çekmek, yemek araları en az üç saat olmalı. Aç değilse yememelidir. Akşam yemeği geç yenmelidir. Her gün tercihen aynı saatlerde yemek yenmeli. Yemek güzel ortamda ve oturarak yenmelidir.
Tedaviler basamak basamak ama mutlaka doğal yolla yapılmalıdır. Gıda destekleyicileri kullanılıyor. Bunlar sanki bir bilgisayar disketi gibi belirli hedef sisteme etkiyip bir dizi zincirleme reaksiyonlara yol açıyorlar, doşhaları dengeliyorlar. Allopetik ilaçlarla beraber istenirse kullanılabiliyorlar. Yapılan fare deneyleri ve laboratuar araştırmaları çok olumlu (1050 araştırma) özellikle hamile kusmaları, hamilelik, astım, romatoid artrit, gut, çocuklar için tonik, böbrek taşlarından korunma, kanser, aids, empotans, düşükler, uyku bozuklukları, kısırlık, hazımsızlık, kabızlık, hipertansiyon, baş ağrısı, migren, yorgunluk, şeker hastalığının hafif formlarında başarılı sonuçlar alınıyor. Artık batıda doğallığa dönülüyor. Transandantal meditasyon, zihin-beden bütünlüğünü sağlıyor ve streslerden arıtıyor. Derin dinlenmeyi sağlıyor.

16.10.2007

DR.ENDER SARAÇ’TAN GÜZELLİK REÇETELERİ..

DR.ENDER SARAÇ’TAN GÜZELLİK REÇETELERİ..

Maskeler, cildi güçlendiren klasik güzelleştiricilerdir. Kozmetik ürünlerinin hem pahalı olması, hem de bazı ciltlerde alerjiye yol açması, son yıllarda doğal ürünlere olan talebi artırıyor. Canlı ve sağlıklı bir cilde sahip olmak için, maskenizi evde kendiniz de hazırlayabilirsiniz. İşte doğal ürünlerden hazırlayabileceğiniz birkaç pratik besleyici maske formülü:



* Normal ve kuru cilt için elma maskesi: Kabuğu soyulan bir elma, ince ince rendelenir ve 1 yemek kaşığı dolusu krema ile iyice karıştırılır. Yüze, boyuna ve dekolteye uygulanır ve 10 dakika etkilemeye bırakıldıktan sonra ılık su ile durulanır.



* Yağlı cilt için çökelek maskesi: 4 yemek kaşığı dolusu çökelek, 10 ml adaçayı, destile suyu, 10 ml gülsuyu, 1 kahve fincanı ılık süt mikserde iyice karıştırılır. Yüze ve boyuna uygulanarak 30 dakika etkilemeye bırakılır.



* Yağlı cilt için zencefil kompresi: 1 bardak zeytinyağı hafifçe ısıtılır, 1 yemek kaşığı dolusu öğütülmüş zencefil yağa iyice karıştırılır ve 1-2 saat bekletilir. Bu karışımın emdirildiği bez parçaları yüze uygulanır ve 20 dakika etkilemeye bırakılır.



* Kuru cilt için buğday kırması maskesi: 100 gr kırılmış buğday, krem haline gelebilecek ölçüde zeytinyağı ile mikserde karıştırılır. Yüzde 15 dakika etkilemeye bırakılır.



* Olgun cilt için havuç maskesi: 1 yumurta sarısı, yarım tatlı kaşığı zeytinyağı ve bir tatlı kaşığı dolusu havuç suyu iyice karıştırılır. Yüze, boyuna ve dekolteye sürülerek, 20-30 dakika etkilemeye bırakılır.



* Yağlı cilt için salatalık maskesi: Soyulmuş salatalıktan kesilen 5 kalın dilim mikserde püre haline getirilir, 2 tatlı kaşığı elma sirkesi ve 2 tatlı kaşığı susam yağı, 1 yumurta sarısı iyice çırpılır ve hepsi mikserde iyice karıştırılır. Yüze ve boyuna uygulanarak, 45 dakika etkilemeye bırakılır.



* Kuru cilt için avakado maskesi: Olgun bir avokado meyvesi kabuksuz olarak çatalla ezilir ve yarım tatlı kaşığı bal, bir tatlı kaşığı elma sirkesi ile iyice karıştırılır. Bu karışım daha sonra bir yumurta sarısı ile karıştırılır ve içine 3 yemek kaşığı dolusu zeytinyağı eklenir. Cilde 20-30 dakika uygulanması yeterli olur.



* Olgun cilt için yeşil çay maskesi: Bir bardak su kaynatılır ve 5 dakika bekletilir. 1 yemek kaşığı dolusu yeşil çay eklenerek, 5 dakika demlendirilir, süzülür ve soğumaya bırakılır. Bu arada, 3 yemek kaşığı bademyağı ve 1 yemek kaşığı dolusu çiçek balı iyice karıştırılır. Yeşil çay bu karışıma yavaş yavaş eklenirken karıştırmaya devam edilir. Maske, yüze, boyuna ve dekolteye uygulanır ve 20 dakika etkilemeye bırakılır.

6.10.2007

ŞİFALI BİTKİ BANYOLARI

Şifalı bitki banyoları

Deriniz yağlıysa 150g mayıs papatyası veya civanperçemi, deriniz sivilceliyse 150g kuru nane veya atkuyruğu kullanın. Bitkiler 1litre kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve ılıklaşana kadar demlendikten sonra süzülerek banyo suyuna eklenir.

Ebegümeci banyosu,iltihaplı, sivilceli deri için

50g kurutulmuş veya 100g taze ebegümeci çiçeği ve yaprağı ince kıyılmış olarak, kaynar derecedeki 2 litre suyla haşlanır,ılıklaşana kadar demlendikten sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir. Kan dolaşımını hızlandırmak için banyodan sonra beden, orta sertlikte bir fırça ile fırçalanır.

Elma sirkesi banyosu,yağlı cilt için

¼ litre elma sirkesi banyo suyuna eklenir. Banyodan sonra duş alınmaz, sirkeli su derinin üstünde kurumalıdır. Daha sonra, yağlı olmayan bir nemlendirici beden losyonu kullanılır. Banyo suyuna eklenen 8 damla lavanta yağı, antiseptik etkiyi arttırır ve ruhsal açıdan dengeleyici ve rahatlatıcı etki yapar.

Lavanta yağı banyosu

¼ litre elma sirkesi(yağlı deri için) veya ¼ litre krema (normal, kuru veya karışık deri için), 8 damla lavanta yağı ile iyice karıştırılır, banyo suyuna eklenir ve su da iyice karıştırılır. Krema-lavanta banyosundan sonra ılık duş alınır. Elma sirkesi-lavanta banyosundan sonra duş alınmaz ve kurulanılmaz.

Yağsız süt banyosu,kuru ve duyarlı deri için

yağı alınmış 2 litre süt banyo suyuna eklenirken, su iyice karıştırılır. Banyodan sonra ılık bir duş alınır ve hafifçe kurulanılır. Eğer deriye banyodan önce 2 yemek kaşığı zeytinyağı yedirilirse, süt banyosu kuru deri için çok daha etkili olacaktır. Banyo suyuna eklenen 1 bardak aynısafa çayı da deriyi yatıştırır.

Yağ-süt banyosu, kuru deri için

1 bardak ılık süt ve bir yemek kaşığı zeytinyağı, kapalı bir kavanozda iyice çalkalandıktan sonra banyo suyuna eklenir. Banyonun ardından sıcak duş alınır ve hafifçe kurulanılır.
Yağ banyosu, kuru deri için

50ml bademyağı veya zeytinyağı sıcak banyo suyuna eklenir ve iyice karıştırılır. Banyodan sonra derinin üstünde kalan su elle sıyrılır ve kalan hafif yağ filmi masajla yedirilir.

Süt-bal banyosu,kırışıklıklara karşı

2 bardak ılık sütte 2 yemek kaşığı dolusu çiçek balı iyice eritilir, 1 tatlı kaşığı bademyağı eklenir ve kapalı kavanozda iyice çalkalandıktan sonra banyo suyuna eklenir ve banyo suyu da karıştırılır. Banyodan sonra sıcak duş alınır ve hafifçe kurulanılır.

Kırışıklara karşı reçeteler (cildi gerginleştirme)

*80g limon suyu, 30g havuç suyu ve 30g hıyar suyu iyice karıştırılır ve kırışık bölgelere kompres uygulanır.

*Avokado meyvesinin lapası, muzsuyu veya kavun suyu kompresleri uygulanabilir.

*1''er tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış mayıs papatyası ve oğulotu(melisa), 2 bardak dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır, üstü kapalı olarak 15 dakika demlendikten sonra süzülür ve kompresler uygulanır.

*Lavanta yağı, biberiye yağı ve gülyağı da cildi düzgünleştirir.

*Her gün bir kere, yağı alınmış sütle yüz yıkandığında,kırışıklar azalır.

Bal-süt-tuz banyosu, kuru ve olgun deri için

Banyo küveti doldurulurken 100g deniz tuzu serpiştirilir. Bu arada 1 litre sıcak sütte 250g çiçek balı eritilir ve banyo suyuna eklenir. Banyo suyu iyice karıştırılır. Banyodan sonra sıcak duş alınır ve hafifçe kurulanılır.

Melisa(oğulotu)- Aynısafa çiçeği banyosu, deriyi yatıştırıcı

3'er yemek kaşığı dolusu ince kıyılmış kuru bitki, kaynama derecesinde 1litre sıcak suyla haşlanır, üstü kapalı olarak 15 dakika demlendikten sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir. Banyodan sonra sıcak duş alınır.

BİTKİSEL BANYOLAR

BİTKİSEL BANYOLAR

Banyoların rahatlatıcı etkisini hepimiz çok iyi tanırız. Problemler ve stres, sıcak su tarafından bedenden sökülüp atılır. Kaslar gevşer, sinir sistemi ve kan dolaşımı olumlu etkilenir.Yatmadan önce alınan bir tam banyo en etkili uyku ilacıdır.
Bir soğuk algınlığı başlangıcında alınan,eterli yağlar veya bitki katkısı içeren bir banyo çok yararlı olabilir. Ama, gerekli katkılarla hazırlanan bir tam banyonun, deri için en etkili güzellik ilacı olabileceği de unutulmamalıdır.

Bitkisel yağlar veya süt ürünleri eklenen banyolar, derinin koruyucu örtüsünü güçlendirdikleri için,deri kuruluğuna karşı da uzun süre etkili olabilirler. Bu nedenle, banyodan sonra derinin kremlenmesine gerek kalmaz. Şifalı bitki katkılarıyla hazırlanan banyolar, yağlı ve sivilceli deri için çok basit ama etkili bir tedavi anlamı da taşırlar.
Banyo sonrasında deriye bir nemlendirici sürülmesi uygun olur. Değerli maddeler içeren banyo katkılarının etkinliklerine zarar vermemek için, banyo suyunun çok sıcak olmaması gerekir(37-38 derece).

*Bir tam banyoyu haftada 1-2 kereden fazla almayın.

*Önceden ağır yemekler yemeyin ve banyo suyunun 378-38 dereceden sıcak olmamasına dikkat edin; her iki durum da, kan dolaşımını olumsuz etkileyecektir.

*İdeal banyo süresi 15-20dakikadır.; fazlası deriyi ve kan dolaşımını olumsuz etkileyebilir.

*Banyo sonrasında, yatakta kısa bir dinlenme çok rahatlatıcı olacaktır.

Okaliptüs yağı banyosu,sivilceli deri için

Banyo küvetini doldurmaya başlayın ve su bir karış kadar yükseldiğinde, biraz kremanın veya sütün içine karıştırmış olduğunuz 5 damla okaliptüs yağını suya ekleyin. Bu katkının eşit oranda dağılabilmesi için, küveti duş süzgecinden akan suyla doldurun.

Karma Ciltler İçin Maske

Karma Ciltler İçin Maske
su teresi, maydanoz ve elmaBu sebzelerin suyunu sıkıp elde edeceğiniz karışımı içebileceğiniz gibi, vücudunuza da sürebilirsiniz.Cildinizin bunları emmesi için durulamadan önce birkaç dakika beklemeniz gereklidir.

Karma Ciltler İçin Maske
1 tatlı kaşığı mısır unu, 1 tatlı kaşığı yoğurt, 1 tatlı kaşığı bal karıştırılır, cilde uygulanır 20-25 dakika bekletildikten sonra cilt yıkanır. (siyah noktaları yok eder. )

NORMAL VE KURU CİLT İÇİN MASKE

Normal Ve Kuru Cilt İçin Maskeler

- Kabuğu soyulan bir elma ince rendelenir ve 1 yemek kaşığı dolusu krema ile iyice karıştırılır.Yüze, boyuna ve dekolteye uygulanır ve 10 dakika etkilemeye bırakıldıktan sonra ılık suyla durulanır.

-1 çay kaşığı glikoz, 10cl sirke, 1 yumurta sarısı iyice karıştırıldıktan sonra, 40cl ayçiçek yağı eklenerek, krem kıvamı alana kadar karıştırılır. Bir cam kaba koyularak soğukta saklanır. Kremle nemlendirilen pamukla, deri dairesel hareketlerle iyice temizlenir ve ılık suyla yıkanır.

-100cl gülsuyu hafifçe ısıtılır, 25gr süttozu ve 1 yemek kaşığı çiçek balı eklenerek iyice karıştırıldıktan sonra, 30gr bademyağı eklenir ve yine iyice karıştırılır. Cam bir kapta, soğukta saklanır. Bu sıvı ile deri iyice ovuşturulur ve daha sonra yumuşak ıslak bir bezle veya pamukla temizlenir.

-2 yemek kaşığı krema, 1 yemek kaşığı çiçek balı ile karıştırılır ve mayonez kıvamı alana kadar ayçiçek yağı eklenerek iyice karıştırılır. Akşamları maske olarak 10 dakika süreyle yüze uygulanır. Sonra yüz ılık suyla iyice yıkanır.

-1 orta boy salatalık, kabuğu soyulduktan sonra robottan geçirilir ve tülbentten geçirilerek 1/2 limonun suyu, 25gr bademyağı ve 50cl havuç suyu eklenerek iyice çalkalanır. Akşamları bu sıvı ile nemlendirilen pamukla deri iyice temizlenir. Kullanımdan önce çalkalanmalıdır.

-2 orta boy havucun suyuna, 1 yumurta sarısı ve 1 kahve kaşığı ayçiçek yağı karıştırılarak iyice çalkalanır. Deri bu sıvıyla ovuşturulur ve 15 dakika etkilenmeye bırakılır. Daha sonra ılık suyla yıkanır

Kuru Ve Kırışık Ciltler İçin Maske

1 adet orta boy patates yıkanıp rendelenir ve suyu çıkarılır. kağıt mendille akşamları cilde kompres yapılır. çizgilere çok iyi gelir.

KURU CİLT İÇİN MASKE

Kuru Ciltler İçin Maske

Kuru cilt için avakado maskesi önermek isterim. Bir avokado meyvesi ezilir ve yarım tatlı kaşığı bal, bir tatlı kaşığı elma sirkesi ilave edilir. Bu karışım daha sonra bir yumurta sarısı ile karılır. bir yemek kaşığı zeytinyağı ilave edilip tekrar iyice karıştırılır. Yüze maske şeklinde sürülür ve yarım saat bekledikten sonra yıkanır.

25.09.2007

Kalçalar Şekillensin

Kalçalar Şekillensin


Dişiliğin sembolü kalçalar için yapmanız gereken tek şey biraz zaman ayırmak ve gayret göstermek. Küçük, dar ve sıkı kalçalar... Kalçalarınızın biçimli olması aslında hâyâl değil.
Biraz özen, bakım ve egzersiz kalçalarınızın forma girmesinde ve seksi bir görünüm almasında son derece etkili olabiliyor. Dişiliğin sembolü kalçalar için yapmanız gereken tek şey biraz zaman ayırmak ve gayret göstermek.

Bildiğiniz gibi suyun sağlığımız üzerindeki yararları saymakla bitmiyor. Suyun cilt ve sindirim sistemi üzerinde olumlu etkileri olan suyu asla ihmal etmeyin.

Günde 13 bardak su içmeyi alışkanlık haline getirin.

Sıkı ve biçimli kalçalara sahip olmak için bu bölgedeki kaslarınızı çalıştırmanız şart.

Bunun için en ideal hareket şudur: Yere sırt üstü uzanarak kalçanızı 10 kere kaldırıp indirin. Daha sonra yukarıda 10 saniye kadar tutun. Bu hareketi 4 kez tekrarlayın. Bunun dışında yüzme, yürüyüş özellikle de bisiklete binmek de kalçalar için önerilen egzersizler arasında yer alıyor.

Masaj kalçalar için de çok yararlı.

Piyasada satılan masaj aletleri ile yapabileceğiniz gibi suyla da masaj yapabilirsiniz. Özellikle soğuk suyun basıncı kalçalarınızın sıkılaşması için ideal.

Tuzdan ve çok tuzlu yiyeceklerden uzak durun.

Özellikle masa başında oturarak iş yapan kadınların büyük bölümünde alınan kilolar kalça bölgesine gidiyor ve zamanla dolgun kalçalar ortaya çıkıyor. Bu nedenle gün boyu hareketsiz kalmayın. Ofisiniz üst katlarda ise asansör yerine merdivenleri kullanın. Yürüyebileceğiniz mesafeler için arabanıza ya da toplu taşıma araçlarına binmeyin.

Cilt IQ'nuz kaç?

Cilt IQ'nuz kaç?



Hepimiz, hayatımızın bir döneminde mutlaka sivilce ya da akne sorunu yaşıyoruz. Genetik olduğu kadar beslenme ve cilt temizliğiyle de alakalı olan bu cilt sorununun kökenini bulmak için aslında cilt "IQ"su testinden iyi not almanız gerekiyor...
Sivilce ve akne problemi kadınların en büyük kabuslarından. Ancak cildinizi yeterince tanıyorsanız, o zaman bu sorunu ortadan kaldırmak sanıldığı kadar zor değil.

Proactiv Solution'ın yaratıcılarından Katie Rodan ve Kathy A. Fields'ın hazırladıkları "Cilt IQ'su testi", cilt problemleri yaşayanların ciltlerine uygun bakım yapmaları, sorun yaşamayanların ise güzelliklerini devam ettirmeleri için bir rehber niteliğinde...

Kişilerin kendi cildini ve yaşam alışkanlıklarını iyi tanımalarının cilt sağlığını da kontrol altında tutmalarını sağlayacağını belirten Rodan ve Fields, yapılacak küçük bir testle ciltlerini iyi ya da kötü yönde etkileyecek faktörleri öğrenmenin mümkün olduğunu belirtiyorlar.

Uzmanlar sorunları öğrenmek için aşağıdaki soruları soruyorlar.

1- Ailenizde genel olarak sivilcelenmeye eğilimli cilt sorunu var mı?

2- Hangi faktörler sivilcelere neden oluyor?

3- Makyaj yapıyor musunuz?

4- Adet döneminizin hemen öncesinde veya ortasında cilt sorunları yaşıyor musunuz?

5- 40 yaşından sonra beyaz saçlarınızla birlikte sivilceleriniz de arttı mı?

Uzmanlar bu sorulara verilen cevaplara göre aşağıdaki yanıtları ortaya çıkartıyorlar.

1- Genetik, cilt sorunlarının oluşmasında ve ilerlemesinde önemli bir rol oynuyor. Bir ebeveynde şiddetli sivilce oluşumu varsa sizin sivilcelerinizin de şiddetli olması muhtemeldir.

2- Yapılan çalışmalar, özellikle çikolata ve kızarmış yiyecekler içeren beslenme düzeninin cilt sorunlarına neden olmadığını gösteriyor. Cildinizde bazı besinleri aldıktan sonra artan sivilcelenme fark ettiyseniz yine de bu yiyecekleri yemekten mümkün olduğunca kaçının. Sivilcelenme çoğunlukla stres, yetersiz uyku ve ortam değişiklikleri ile ilişkilidir.

3- Kullandığınız tüm kozmetiklerin yağsız ve yağlanma yapmayan ürünler olduğundan emin olun.

4- Adet veya yumurtlama dönemindeki hormonal değişiklikler sırasında cilt sorunlarında görülen artış sıkça rastlanan bir durum. Adetleriniz çok düzensizse jinekoloğunuza başvurabilirsiniz.

5- Hormonlarınızdaki normal değişimden dolayı cilt sorunları 30'lu ve daha ileri yaşlara kadar görülebilir. Östrojen azalıp androjen seviyesi arttığı için menopoz döneminde de bazı cilt sorunlarıyla karşılaşmanız olası.

24.09.2007

MEYVELERİN CİLT BAKIMI

Meyvelerle Cilt Bakımı

Armut Maskesi: Bir adet olgun armudu soyup cam bir kasenin içinde çatalla iyice ezin. kalın bir tabaka halinde yüzünüze sürün. 15 dakika bekledikten sonra cildinizi yıkayın. Armut maskesi cildi beslemek ve serinletmek, için ideal bir maskedir.



Ahududu Maskesi: Ahududu bol miktarda A vitamini içerdiği için cilde pürüzsüz ve kadife gibi bir görünüm kazandırır. Bir avuç dolusu ahududuyu cam bir kasenin içinde püre haleni gelene kadar ezin. Cildinizi temizledikten sonra ezilmiş ahududuyu cildinize uygulayın. 10 dakika beklettikten sonra cildinizi yıkayın.

Avokado Maskesi (Cilt Kırışıklıkları İçin): Bir tane avokadonun kabuklarını soyup çatalla ezin. İçine yarım tatlı kaşığı bal, bir tatlı kaşığı elma sirkesi ve bir tane çırpılmış yumurta sarısı ekleyip iyice karıştırın. Karıştırma sırasında içine üç yemek kaşığı zeytinyağını da yavaş yavaş ekleyin.

Yüzünüze, boynunuza ve dekolte bölgenize bol miktarda sürüp yarım saat bekleyin daha sonra bu bölgeleri ılık su ile yıkayın.Kırışıklıklar ve özellikle kuru ciltler için etkili bir maskedir. Ayrıca avokadoyu lapa halinde de tek başına cildinize kompres yaparak uygulayabilirsiniz. Hem cilt bakımınızı yapmış hem de kırışıklıklarınızın kaybolmasına yardımcı olmuş olursunuz.

Çilek Maskesi: Bir avuç dolusu çileği cam bir kasenin içinde püre haline gelene kadar çatal yardımı ile ezin ve yüzünüze sürün. (Eğer kuru bir cilde sahip iseniz pürenin içine birkaç damla badem yağı veya bir kaşık süt kreması katın.) 10 dakika bekledikten sonra cildinizi ılık su ile yıkayın. (Cilt Bakımınız için son derece faydalı ve etkilidir. Ancak alerjisi olan ciltler için önerilmez.)

12.09.2007

LOSYONLAR

Haşhaş Losyonu: Kuru haşhaş çiçeğinden (taç yaprakları) 200 gram kaynâr su ile haşlanır. Bir saat müddetle bekletildikten sonra süzülür. Elde edilen mahlül yüzdeki kırışıklara ve kuru cilde karşı losyon şeklinde uygulanır.

Peygamber Çiçeği Losyonu: Taze peygamber çiçeklerinden 50 g. 1/2 litre kaynar su ile haşlanır. Bir saat bekletilir, sonra süzülür. Elde edilen losyon ciltte genişleyen masematı büzüştürür, cilde canlılık, gözlere parlaklık verir. Göz kapaklarındaki kızarıklığı giderir.

Papatya Losyonu: 2 çorba kaşığı papatya 200 g. kaynar su ile haşlanır ve 10 dakika kaynatılır. Soğuyunca süzülür. Elde edilen mahlül yüze yumuşaklık ve canlılık verir.

Maydanoz Losyonu: 20 g. taze maydanoz 1/2 It. kaynar su ile haşlanır; 1 saat bekletildikten sonra süzülür. Losyon yüz temizliğinde kullanılır.

Biberiye Losyonu: Kuru biberiye yaprakları iyice ufalandıktan sonra 2 çorba kaşığı 300 g. kaynar su ile haşlanır. 1 saat bekletildikten sonra süzülür. Elde edilen losyon cilde canlılık ve tazelik verir. Göz altı torbacıklarını izale eder.

Sater otu (kekik) Losyonu: Kuru sa'ter otundan 2 çorba kaşığı 200 g. kaynar su ile haşlandıktan sonra, 1 saat bekletilir. Elde edilen losyon yağlı ciltlerde kullanılır.

KOZMETİKDE KULLANILAN DİĞER BİTKİLER

Hatmi Tentürü: 2 çorba kaşığı hatmi yaprağı veya ince kıyılmış kökü 300 g. soğuk suda 1 saat bekletilip, süzülür. Elde edilen tentür mantarlarla ve kuru cilde karşı kompres şeklinde kullanılır.

Karahindiba Haşlaması: Bitkiden 2 çorba kaşığı 300 g. suda 10 dakika kaynatılır. Soğuduktan sonra süzülür. Elde edilen mayi ile sabah akşam yüz yıkanır. Yüzdeki küçük siyah lekeleri ve çilleri giderir.

Nane haşlaması: 100 g. nane yarım kova kaynar suda yarım saat bırakıldıktan sonra yorgunluktan dolayı şişmiş ayaklara banyo şeklinde uygulanır.

Gül Yaprakları İle Tütsülenmek (İnhalasyon): Hafif ateş üzerinde, su kaynatılan bir kab üzerine kevgir veya elek kapatılır. Eleğin kaidesine gül yaprakları serilir. Yüz gül yapraklarına 1520 cm. kadar yaklaştırılır, baş bir havlu ile örtülür. Güldeki eterik yağ cildi sağlamlaştırır ve yüze canlılık ve tazelik verir.

Yüzde Beliren Mantarlar: Tuzlu su ve kızıl ağaç veya huş ağacı yapraklarının haşlaması ile giderilir. Sati mantarlarda ise: Atkuyruğu veya büyük kuzukulağı haşlamasıyla kompres yapılır.

Dudaklarda Meydana Gelen Uçuklarda: Meşe kabuğu veya menekşe haşlanarak kompres yapılır.

Yüzde Çıkan Siyah Lekecikler: 2 çorba kaşığı mısır unu veya yulaf unu 1 yumurta akı ile köpükleninceye kadar çırpılır. Yüzdeki siyah lekelere sürülür. Kuruduktan sonra kuru, pamuklu bir bezle silinir. Sonra soğuk su ile yıkanır.

Yüze zeytin yağı ile hafif masaj yapılması tavsiye olunur. Yüz masajdan evvel, sabun kullanmadan sıcak su ile yıkanır ve soğuk su ile durulanır. Sonra da zeytin yağı ile yüze hafif masaj yapılır ve 20 dakika bekletildikten sonra tekrar sabun kullanılmadan sıcak su ile yıkanır, soğuk su ile de durulanır. Zeytinyağı dirsek ve tırnaklar içinde yararlıdır. Zeytin yağına taze fesleğen (100 g. fesleğen 1/2 It. zeytin yağı) karıştırılır. Bir hafta bekletilerek yapılırsa çok yararlıdır.

Yüzde beliren lekeler (siyah ve sarı lekeler). Taze (hıyar) salatalık püresi yüze devamlı sürülerek giderilir. Cilt yumuşak ve pürüzsüz olur.

YÜZ GÜZELLİĞİNİZİ DEVAM ETTİRME USULLERİ

Bitkisel maskeler

1) Kuru Ciltler İçin Maskeler:

Yulaf İçi Maskesi: 2 çorba kaşığı yulaf içi, suda veya sütde 15 dakika kaynatılır. Soğuduktan sonra mahlülle bir kaşık bal ilave edilir. Hafif sıcak vaziyette yüze sürülüp, 15 dakika bekletilir. Yüz ılık su ile yıkanır.

Kabak Maskesi: Pişirilmiş kabaktan 2 çorba kaşığı iyice karıştırıldıktan sonra, içerisine 1 çorba kaşığı zeytin yağı veya badem yağı karıştırılır. Elde edilen karışım yüze sürülür, 20 dakika sonra ılık su ile yıkanır.

Havuç Maskesi: 2 havuç rendelenir, yumurta akı ile çırpılır, 1 tatlı kaşığı zeytin yağı veya süt ve az miktarda nişasta karıştırılır. Sonra yüz boyun ile birlikte yağlanır. 30 dakika sonra ılık su ile yıkanır.

Marul Maskesi: Marul yaprakları ince ince kıyılır, üzerine zeytin yağı ve birkaç damla limon suyu sıkılır (lapa haline gelmesi için). Yüze sürülür. 20 dakika sonra yavaş yavaş evvela sıcak su ile, sonra soğuk su ile yıkanır. Marul yerine, rendelenmiş turp veya patates püresi de kullanılabilir.

Muz Maskesi: Bir adet muz iyice dövüldükten sonra, içerisine 1 tatlı kaşığı süt veya kaymak katılarak karıştırılır. Sonra yüze sürülür. 20 dakika sonra ılık su ile yıkanır.

Elma Maskesi: Bir elma iyice rendelendikten sonra, içerisine bir çorba kaşığı zeytin yağı, süt veya kaymak karıştırılır. Yüz ve boyuna sürülür. 20 dakika kadar bekledikten sonra ılık su ile yıkanır.

Şeftali Maskesi: OIgun bir şeftali iyice ezildikten sonra, haşlama papatya suyu ile lapa haline gelinceye kadar karıştırılır. Sonra yüze sürülür. 20 dakika bekletildikten sonra yüz, sıcak su ile yıkanır.

Hıyar (salatalık) Maskesi: Rendelenmiş hıyara birkaç damla limon suyu damlatılır. Yüz ve boyuna sürülür. 20 dakika sonra bir mendil veya bir bezle iyice temizlenir, yüz yıkanmalıdır.

2) Yağlı Ciltler İçin Maskeler:

Badem Maskesi: Papatya, Ihlamur çiçeği, lavanta, mürver ağacı çiçeği ve çam filiz uçlarından eşit miktarda alınıp karıştırılır. Bu karışımdan 2 çorba kaşığı alınıp 150 g. kaynar su içinde haşlanır. Bu haşlamaya (50 grama 1 çorba kaşığı badem içi gelecek şekilde) badem içi ilâve edilip, haşlamaya devam edilir. Sonra haşlanmış terkibe (1 tatlı kaşığı un ve yarım tatlı kaşığı bal ilave edilir. Sıcak vaziyette yüze sürülür. (Sıcaklık dayanılacak gibi olmalıdır.) 30 dakika bekledikten sonra, evvela sıcak sonra soğuk su ile yıkanmalıdır.

Elma Maskesi: 12 elma rendeledikten sonra, iyice çırpılmış yumurta akı ile karıştırılır. Elde edilen karışım yüze ve boyna sürülüp 20 dakika bekledikten sonra ılık su ile yıkanır.

4.09.2007

YAĞLI CİLTLER İÇİN

Yaşlı cilde sahip olmak demek yaşınızın ilerlemiş olması demek değildir.
Bakımsızlıktan ve dış etkilerden fazlaca etkilenen cilt tipleri de yaşlı görünür. Bunları da göz önünde bulundurarak uygun cilt bakımı yapılması gerekir.

İki tane olgun elmanın kabukların soyup kekik suyunun içinde haşlayın ve ezerek lapa haline getirin. Daha sonra lapaya bir fincan karpuz suyu, bir tatlı kaşığı tarçın ve bir kaşık kaymak ve kerem kıvamına gelecek kadar yulaf unu katarak iyice karıştırın. Hazırladığınız kremi kısık ateşte biraz ısıttıktan sonra cildinize


uygulayıp 20 dakika kadar bekleyin ve yüzünü ılık su ile yıkayınBu krem hem cildinizin gözeneklerini besleyerek sıkılaştırır hem de yağ bezelerinin giderilmesine yardımcı olur

Küçük bir salkım üzümün kabuklarını ve çekirdeklerini çıkardıktan sonra cam bir kasenin içinde iyice ezin ve çıkan üzüm suyunu süzdükten sonra kalan posayı cildinize yumuşak ve dairesel hareketlerle sürün. 20 dakika bekledikten sonra cildinizi ılık su ile yıkayın.

Üzüm ile yapılan bu uygulama hem cildinize derinlemesine temizlik sağlayarak cilt bakımınızı yapar hem de peeling etkisi ile cildinizi ölü hücrelerden arındırır.

Bir iki tane kivinin kabuklarını soyun ve ezerek püre haline getirin. çıkan fazla kivi suyunu süzdükten sonra posasını temizlenmiş cildinize dairesel

hareketlerle sürün. 20 dakika bekledikten sonra cildinizi ılık su ile yıkayın.

DOĞAL CİLT TEMİZLEME SÜTLERİ

Büyükçe bir salatalığı rendeleyin ve yarım bardak sütün içine koyup karıştırın.
Üç saat bekledikten sonra süzün ve yüzünüzü bu karışıma batırdığınız pamuk ile temizleyin.

Cam bir işeye koyup buzdolabında saklayabilirsiniz.

Yarım çorba kaşığı yoğurt, yarım çorba kaşığı yağmur suyu ve arıtılmış su ve iki çorba kaşığı limon suyunu iyice karıştırın.

Temiz bir pamuğu bu karışıma batırarak cildinizi güzelce silin.

Kuru Ciltler İçin Temizleme Sütleri


Yarım bardak portakal çiçeği suyu ve yarım bardak gül suyunu bir şişenin içinde iyice çalkaladıktan sonra bu karışımın içine batırdığınız temiz bir pamuk parçası ile cildinizi güzelce silerek temizleyin.
İki avuç kurutulmuş fesleğen yaprağını bir bardak kaynar suyun içine atın. Üzerine iki çorba kaşığı süt tozu ilave ederek ılımasını bekleyin ve süzün. Hem pamuk yardımıyla cildinizi temizleyebilir hem de dairesel ve yumuşak hareketlerle cildinize masaj yaparak yedirebilirsiniz. Kuru ciltler için mükemmel bir cilt temizleme sütüdür.


Yağlı Ciltler İçin Temizleme Sütleri


Bir tatlı kaşığı balı iki üç tatlı kaşığı su ile birlikte cam bir kasenin içinde çok kısık ateşte ısıtıp ateşten alın. Daha sonra içine yarım bardak süt ve bir yumurta sarısı katarak kıvam alıncaya kadar iyice karıştırın ve bir şişenin içine boşaltın.Tim cilt tiplerine iyi gelen bu karışım cildi temizler, besler ve aynı zamanda cilde pürüzsüz bir görünüm verir.
Bir avuç dolusu tuzsuz bademi bir tatlı kaşığı toz şeker ile birlikte havanda iyice dövün. Daha sonra içine bir iki kaşık gül suyu ilave ederek dövmeye devam edin. Bademler ezildikçe birkaç kaşık daha gül suyu koyun. Bu şekilde karışım krem kıvamına gelene kadar devam edin. Bir iki saat beklettikten sonra karışımı temiz bir tülbentten geçirerek elde ettiğiniz temizleme sütü ile yüzünüzü pamuk yardımıyla silerek temizleyin.
Bir fincan sütü bir fincan kepek ya da yulaf kepeği ile iyice karıştırdıktan sonra yüzünüzü bu karışımla silin.


Karma Ciltler İçin Temizleme Sütleri


Olgunlaşmış yarım şeftalinin kabuklarını soyarak dilimleyin. Daha sonra yarım bardak sütün içine koyarak sekiz saat kadar bekletin ve süzün. Temizleme sütünüz hazır.
5-6 adet çileği çatalla iyice ezip püre haline getirin. Hazırladığınız püreyi yarım bardak sütün içine katın. Daha sonra karışımı bir şişeye koyarak iyice çalkaladıktan sonra buzdolabında 4-5 beklettikten pamuk yardımı ile cildinizi temizlemek için kullanabilirsiniz. Kullanmadan önce şişeyi iyice çalkalayın.

HANGİ FONDÖTEN SİZE GÖRE

Fondöten, cildin kusursuz ve sağlıklı görünmesini sağlar. Kusurları ve lekeleri örter. Ton farklılıklarını yok eder...

Peki hangi fondöten sizin cildinize uygun?

Stick fondöden: Bunlarda krem fondötenle kapatıcı bir aradadır. Normal ve kuru ciltler için idealdir. Cildini daha fazla kapamak isteyenler de tercih edebilir. Kusurları örtmek veya kırmızı ve birden fazla tona sahip ciltler için ideal.

Sıvı fondöten: Kullanımı en kolay tip. Hemen hemen her cilde uyar. Şişe veya tüp içinde satılır. Yüzünüze sürdüğünüzde hafif renkli remlendiriciden daha
fazla, krem fondötenden daha az örter.

Krem fondöten: Kuru ve normal ciltler için ideal. Koyu ve kalın kıvamına rağmen, nemli sünger kullanılarak kolaylıkla daha şeffat bir tabaka olarak sürülebilir. Kapatıcı olarak da kullanılabilir. Pul pul cildiniz varsa uzak durun. Kötü durabilir.

Köpük fondöten: Aslında köpük kıvamında bir tür krem fondöten. Sıkıştırılmış olarak değil, kavanozda satılır. Sıkıştırılmış olandan daha hafif ve daha şeffaf. Kalın bir tabaka oluşturmadan cildi pürüzleştirir. Olgun ciltler için öneriliyor, çünkü kalın krem fondötenler gibi ince çizgileri göstermiyor.

Hafif renkli nemlendirici: Fondötenler içinde en şeffafı ve yaz için uygun olanı. Aslında çok hafif bir renge sahip nemlendiricidir.

Krem-toz fondöten: Kullanımı kolay. Sürüldükten sonra kuruyarak pudraya dönüşen kremsi bir dokusu var. Bu nedenle ayrıca pudra sürmeniz gerekmez. Yağlı ciltler için uygun. İçeriğindeki pudra, aşırı parlamayı gidermeye yardımcı olur.

Sıkıştırılmış pudra: Cildi hızlı ve kolay bir biçimde kapatan çift kullanımlı toz fondötendir. Islak veya kuru olarak kullanılabilir. Kuru kullanılırsa pudra özelliğini korur. Genç kızlar için uygun. Yağ içeriği düşük. Gözenekleri tıkamaz, sivilce riskini düşürür. Hızlı rötüşlar için de ideal. Fırçayla uygulandığında şeffaf, süngerle uygulandığında daha kalın bir tabaka oluşturur. Nemli süngerle uygulanırsa sıvı ve krem fondötenler gibi daha fazla kapatır.

Pigmentli nimeralli pudra: Cilde yapışır. Cilde bakım yapan vitamin ve mineraller içerir. Sıkıştırılmış pudrayla hemen hemen aynı işlevi görür. Kolay uygulanır.

Muhteşem saçlar için 7 altın kural

Sağlıklı saçlara sahip olmayı herkes ister. Peki ama güzel ve parlak saçlara nasıl sahip olunur? Uzmanlar sağlıklı saçlara sahip olmak için, sağlıklı, dengeli ve doğru beslenmek gerektiği görüşünde birleşiyorlar... İşte sağlıklı saçlara sahip olmak için gerekli olan kurallar: Kural 1: Saç sadece kökünden beslenir. Bu kural hiç unutulmamalıdır. Dışarıdan lokal olarak uygulanan preparatlar, saçlarımıza sağlık getirmez. Bu tür uygulamalar, saçların yıpranmış görüntüsüne, kısa süreli değişmeler dışında yarar sağlamaz.
Saçlarımız için gerekli olan

besin maddeleri, saçlarımıza, sadece kan yoluyla ulaşabilir. Yeterli protein, demir, çinko, biotin ve folik asit içeren beslenme şekli, saçlarımız için çok önemlidir.
Kural 2: Saç boyası, renk açıcılar, jöle ve köpük gibi kimyasal maddelerin günümüzde çok sık kullanılıyor. Bu maddeler doğru kullanıldığında, nadiren saçlara zarar verir. Çok sık ve uzun süreli uygulamalar, saçların zaman içinde zayıflamasına ve kırılmalara sebep olur. Sık şampuanlama saçların yıpranmasına sebep olur. Gün aşırı yıkama, saç sağlığı açısından uygun gözükmektedir.

Kural 3: Saçlar ıslak iken daha kırılgandır. Islak saçlar yumuşak havlularla ve düşük ayarlı kurutma makineleriyle kurutulmalıdır.

Kural 4: Aynı şekilde kaba ve sert fırçalama, saçların çabuk yıpranmasına ve mat görünmelerine neden olmaktadır.

Kural 5: Kimyasal içeriği az olan bakım ürünleri kullanmalıyız. Örneğin ammoniyum lauryl sülfat ya da silikon içeren ürünler, saçlarımızı aşırı kurutarak daha kolay kırılmalarına yol açmaktadır.

Kural 6: Sıkı toplanmış saçlar, atkuyrukları, topuzlar ve örgüler saçların köklerini zayıflatır. Özellikle alnın yan kısmındaki saç dökülmelerinin sebebi saçların sıkı ve gergin toplanmasıdır.

Kural 7: Saç sağlığı için en önemli olan diyetin içeriğidir. Protein açısından yetersiz diyetler, saç köklerini dinlenme dönemine sokarak, proteinden tasarruf etme yoluna gider. Bu ağır diyetleri takiben 2–3 ay içinde yaygın saç dökülmesi görülebilir.

GÖZ RENGİNİZE GÖRE FAR SEÇİMİ

Makyajın en önemli ayrıntılarından biri olan far rengini seçerken dikkatli davranmalısınız. Mavi gözlüler Gözlerinizin doğal güzelliğini ortaya çıkarmak için, çizelgede mavinin karşısında olan, yani turuncu ailesinden bir ton seçin. "The Color Answer Book" kitabının yazarı Leatrice Eiseman "Toprak renklerinden oluşan turuncular grubu, çikolata kahvesi ve bejlerin yanı sıra, mandalina rengi gibi daha canlı tonları da içerir" diyor. Modeldeki efekti elde etmek istiyorsanız, kahverengi kalemle gözlerinizin alt ve üst kenarlarını çizerek,

göz şeklini belirginleştirin. Far için mercan tonlarını tercih edin. Farı göz kapaklarınıza birkaç kat uygulayın ve derinlik vermek için, özellikle göz çizgisinde farı daha belirgin olarak sürün. Gözlerinizi parlak kılmak istiyorsanız, patlıcana çalan kahverengiyi tercih edebilirsiniz. Aynı zamanda füme de mavi gözleri buğulu gösterir.
Yeşil gözlüler

"Gözleriniz yeşilse, bakışlarınızı keskinleştirmek için, çizelgede yeşilin karşısında olan, kırmızı paletinden bir renk seçebilirsiniz. Pembeler ve sıcak lavanta tonları gözlerinize en iyi giden renklerdir" diyor Kate Hudson'ın makyözü Paul Starr. Kırmızı ailesinden renk seçerken, gözlerinizden daha canlı renklerden kaçının, yoksa gözlerinizi ön plana çıkarmak yerine, tam tersine onların soluk kalmasına neden olacaksınız. Starr'dan bir öneri daha: "Siyah likit kalem kullanırsanız, uçuk tondaki farla son derece seksi bir kontrast elde edersiniz." Ayrıca açık sarıya çalan bakır tonlarını çok ince bir şekilde kullanırsanız ilgi çekici bir makyaj sağlayabilirsiniz.

Kahverengi gözlüler

Kahverengi gözlerinizin sıradan olduğunu asla düşünmeyin. Yapmanız gereken tek şey, mavi renk kullanarak, onları ön plana çıkarmak. Kahverenginin kontrastı olan mavi, gözlerinizi son derece çekici gösterecek. "Zengin bir kobalt, parlak bir gök mavisi veya uçuk bir bebek mavisi kullanabilirsiniz." diyor Janet Jackson ve Jennifer Anniston'un makyözü BJ Gillian. Işıltılı bir mavi tercih ediyorsanız, daha dramatik bir efekt için, gözünüzün alt tarafını koyu bir mavi kalemle çizerek, kalemin üzerine açık renkteki farı sürün. Ancak daha doğal bir bakış elde etmek istiyorsanız, haki ve kahverengi tonlar da kullanabilirsiniz.

Gri-mavi gözler

Göz kapaklarında asker yeşili far kullanılabilir. Asker yeşili bu renk gözleri daha çok öne çıkarır, çok doğal durur.

Mavi-yeşil gözler

Gece mavisi bu göz rengini daha çok vurgular. Yalnız gece mavisini transparan şeklinde kullanmayı tercih edin, yani abartıya kaçmayın, hafif sürmeye dikkat edin.

Gri gözler

Jean mavisi gri gözleri ön plana çıkarır. Ama bu göz rengi için inci beyazı ya da opal rengi de son zamanlarda çok fazla tercih ediliyor.

Gri-yeşil gözler

Gül kurusu gri ve yeşil karışımı gözler için idealdir ama gözün üstünü de siyah bir eye liner ile belirginleştirin. Ayrıca gümüş ya da azur renklerini ayrı ayrı ya da kombine ederek kullanmak da çok beğeniliyor.

Ela gözler

Kahverengi tonları bu göz rengini belirginleştirir. Yalnız kahverengi tonlarını göz kapağı ve kaş kenarına doğru farklı tonlarda kullanmak daha doğru olur.

AZ MASRAFLI GÜZELLİK

Makyaj malzemelerine dünyanın parasını yatırmaktan bıktıysan önerilerimizi uygulayarak güzelleşmeye var mısın? Hem göz kalemi hem de kaş kalemi alarak masraf etmene hiç gerek yok. Kaş rengine göre alacağın koyu kahverengi ya da siyah kalemi, iki bölge için de kullanabilirsin. Şu baş belası sivilcilerin çaresi, öyle düşündüğün gibi pahalı ilaçlar kullanmaktan geçmiyor. Ama eğer öyle diye iddia etmekte ısrarlıysan da, pahalı ürünlerin içeriğindeki maddelere bakarak, aynen bu maddelerin bulunduğu daha uygun fiyatlı ürünleri

alabilir, gönül rahatlığı ile sivilcelerinle hesaplaşabilirsin. Eskiyen rujlarını sakın atma. Çünkü onları yeni bir tane elde etmek için kullanabilirsin. Bitmiş gibi görünen rujunun tüpün içinde kalmış bölümünü, fırça yardımıyla vazelin ile karıştırarak parlak bir ruj elde edebilirsin.

Maskaranın kökünü mü kuruttun? Hemen yeni bir tane edinmek yerine, ağzını sıkıca kapattığın maskaranı birkaç dakikalığına kaynar suyun içine koy. Bu işlem, maskaranın içinin yumuşamasına ve senin de kurumuş olan maskaradan faydalanmana yardımcı olacaktır.

Bayılarak sürdüğün krem allığın bitti mi? O halde bir süreliğine pembe ya da şeftali tonlarındaki rujlardan yararlanmayı dene. İhtiyacın olduğunda yanaklarına hafifçe sür ve güzelce dağıt. İnan, kimse farkı fark etmeyecek.

Ojelerinin hemen kurumasından şikâyetçi misin? O halde bundan sonra annene buzdolabında ojelerin için de bir bölme ayırmasını rica et.

Pedikürünü, manikürünü bir güzellik salonunda yaptıracağına, evde kendin yap.

Dudaklarını güzel göstermek için her gün sürdüğün parlatıcılar, tabii sana dayanmaz! Ayda bir yenisini almak yerine, evde kendin imal etmeye ne dersin? Haydi kolları sıva!

Malzeme

6 çorba kaşığı rendelenmiş balmumu
6 çorba kaşığı susam yağı
2 çorba kaşığı bal

Yapılışı

Bütün malzemeleri bir kabın içersine boşalt. Daha geniş bir kabın içine sıcak su koyarak, bu kabı içine yerleştir ve içindeki malzemelerin erimesini bekle. Karışım yumuşadığında ve kıvama geldiğinde, kabı dışarı al. Karışımı kalınlaşıncaya kadar bir kaşık yardımıyla iyice karıştır ve bir kaba, örneğin eski krem kutuna boşalt. İşte parlatıcın hazır!

CİLT LEKELERİ

Lekeler, doğuştan, çocukluk ve hamilelik döneminde geçirilen bir takım sistemik rahatsızlıklar sırasında kullanılan ilaçlar ile birlikte artış gösterebilir.Leke, hem kadın hem erkeklerde en yaygın görülen cilt rahatsızlıklardan biridir. Lekelerin birçoğu özellikle yanak, alın ve çeneye yerleşir, yüze daha mat ve pürüzlü bir görüntü verir. Bunun dışında vücutta, sırt, göğüs ve el üstünde de çıkabilirler. Leke konusunda her şeyden önce dikkatli bir fizik muayene ve iyi bir anemnez şart. Lekeler, doğuştan, çocukluk ve hamilelik döneminde geçirilen

bir takım sistemik rahatsızlıklar sırasında kullandığı ilaçlar ile birlikte artış gösterebilir. Bunun dışında güneşe maruz kalan bölgelerde leke artışının olup olmadığı da incelenmelidir.

İyi huylu ve kötü huylu lekelerin olduğunu unutmadan, konunun uzmanı olan dermatologlara başvurmak ve profesyonel yardım almak gerekebilir. İyi huylu lekeler kişiye estetik açıdan rahatsızlık vermediği takdirde alınmasına gerek yoktur. Diğer yandan kötü huylu ben ve lekeleri kontrol altına almak, ben haritalarını çıkartmak ve 6 aylık periyotlar şeklinde onları takip etmek, gerektiğinde cerrahi operasyonla aldırmak gerekebilir.

Sıra ile okuyabileceğiniz bilgiler

• Lekenin nedenleri
• Leke çeşitleri
• Lekelerde tedavi
• En çok sorulan sorular

Lekenin nedenleri

• Güneş
• Hormonal değişiklikler
• Bazı sistemik hastalıklar
• Genetik
• Enfeksiyonel hastalıklar(mantar…)
• İlaç, yanlış kozmetikler

Leke çeşitleri

Melasma (Cloasma)

Doğum kontrol hapların içerdiği hormonlar ve hamilelik sırasındaki hormonal değişimler melanin pigmentinin aşırı üretimine neden olabilir. Bu artış ile birlikte en çok güneş gören yanak, alın ve çene gibi bölgelerde boyutları büyük lekeler oluşabilir. Bazen genetik özellik taşıyan bu durumlar tekrarlayan hamileliklerle birlikte artış gösterebilir.

Yaygın hiperpigmentasyon

Böbrek üstü bezi yetmezliği ile oluşan addison hastalığı, hipertiroidizim ve hemokromatoz hastalığında görülür.

Cafe Au LaitAFE

Sütlü kahve renkli olan bu lekeler doğuştan veya erken çocukluk dönemlerinde gelişir, boyutları 2 cm’den 30 cm’ye kadar olabilen bu lekeler bazen tek başlarında olabilirler veya norofibromatozis hastalıkların belirtisi olabilir. Bu yüzden bu lekeler kontrol altında tutulmalılar.

Foto alerjik reaksiyonlar

Ağızdan alınan bazı ilaçlar veya topikal bölgesel sürülen bazı kimyasal ilaçlar veya bitki yaprakları güneş ile birlikte hiperpigmentasyona yol açabilirler. Bazen hafif kızarıklık veya alerjik reaksiyon seviyesinde iken bazen daha ağır reaksiyonlar, bölgesel su toplamaları ve bölgesel lekelerin oluşumuna neden olabilirler.

Kronik güneş veya solaryum banyoları

Güneş ve solaryuma maruz kalmanın sonucunda cilt kendini korumak amacı ile daha kalınlaşır ve melanin pigment üretimi artar, dolayısıyla leke oluşumunda artış görülür.

Çil (Efelid)

En çok yanak, alın ve çene kısmında görülen bu lekeler açık veya daha koyu kahverengi lekeler şeklinde olabilirler. Genelde güneşli mevsimlerde artarken güneş olmayan mevsimlerde azalma gösterirler.

Lentigo

Erken yaşlarda solar lentigo denilirken ileri yaşlarda oluşanlara senil lentigo denilir. Boyutları 2-20 cm olabilirken, renkleri açık kahverenginden siyaha kadar değişen renklerdedir. Lentigolar bazen sistemik bir takım hastalıklarla birlikte olabilirler veya hastalıkların habercisi olabilirler. Örneğin Peutz-jeghers sendromunda lekeler ile birlikte bağırsakta polip ve iç organlarda kanserler görülebilir.

Lekelerde tedavi

Lekelerin oluşum ve ilerlemesinde güneş çok önemli bir faktör olduğundan her şeyden önce güneşin UV ışınlarından çok iyi korunmak gerekiyor. Unutmamak gereken nokta ise UV ışınlarının bir tek güneşli mevsimlerde değil, bulutlu ve karlı havalarda var olduğu ve lekelerin ilerlememesi, yeni lekelerin oluşmaması için her dönemde güneşten iyi korunmak gerektiğidir. Kış aylarında 15-20 faktör güneş koruyucuları kullanmak yeterli iken, yaz aylarında daha yüksek faktör içeren güneş koruyucuları sürmek gerekir. Güneş koruyucular etkilerini 4-5 saate bir kaybettikleri için birkaç saate bir yenilemekte fayda var. Kozmetik sektörü ise bu konuda çok hızlı bir gelişme göstererek çok değişik alternatifler üretiyor. Yüksek koruma faktör içeren fondöten ve pudralar, güneş koruyucu rujlar bu konudaki seçeneklerden birkaç tanesidir.

Medikal tedavi

Bölgeye sürülen ilaçlar bazen bölgenin rengini açabilir veya soyucu nitelik taşıyabilir. Bilinen en önemli renk açıcılar hidrokinon, kojik asit, askorbik asit olup, bazen tek tek bazen kombine şeklinde uygulanabilirken, soyucu nitelikteki ilaçlar ise meyve asitleri veya retinoik asitlerdir ve daha derin tabakalara kadar nüfuz ederler. Soyucular bazen tek başında bazen de başka yöntemler ile birlikte kullanılabilirler.

Medikal uygulamalar

Kimyasal peeling

Kimyasal peelingler yüzeysel, orta ve derin peeling olarak 3 gruba ayrılır. Yüzeysel ve derin peelingler doktorlar tarafından uygulanmalı ve değişik konsantrasyonlarda kullanılmadırlar. Bu meyve asit türevi ilaçlar doğru uygulandıklarında kişinin günlük aktivitelerini ve işe gitmesini etkilemez. Cilt tipi, cilt rengi ve problemin yoğunluğuna göre seans sayısı ve seans araları (ortalama 5-10 seans haftada bir) değişebilir. Derin peeling cildin derin tabakalarına kadar soyma yaptığından, iyileşme dönemi ağır geçer ve doğru yapılmadığında yan etkisi fazla olduğu için çok tercih edilmez.

Dermabrazyon
Bu işlem, derinin en üst tabakası olan epidermis tabakasının tamamı, dermis tabakasının ise üst kısmının dermabrazyon cihazları kullanılarak kaldırılmasıdır. Bu cihazlar hızla dönen tel fırça ya da zımpara kağıdından oluşur ve derinin orta tabakalarına kadar soyulmasını neden olur. İlk iyileşme belirtileri bir hafta içersinde başlarken, birkaç haftaya kadar cildi dış etkenlerden çok iyi korumak gerekir. Sadece ameliyathane ve steril şartlarda bu konuda eğitimi olan plastik cerrah ve dermatologlar tarafından uygulanan bu yöntem keloid oluşma riski olan kişilerde kesinlikle uygulanmamalıdır. Güneş ve yaşlılık lekeleri yanı sıra akne izlerinde de uygulanabilir bir yöntemdir.

Mikrodermabrazyon

Alminyum hidroksi kristallari kullanılarak ciltte yüzeysel peeling yapma yöntemidir, bazen tek başında bazen kimyasal peelingler ile birlikte kullanılabilir, ameliyathane şartları gerekmez. Office şartlarında uygulanabilecek bir yöntem, problemin yoğunluğuna göre seans sayısı değişir.

Cryoterapi (Kriyoterapi)

Lekenin dondurularak ortadan kaldırılmasıdır. Uygulamalar kolay ve pratiktir. Uygulamada sıvı azot veya karbondioksit kullanılır. Uygulamadan sonra bazen kızarıklık veya su toplamalar ve onu takiben koyu renkte kabuklanmalar olabilir. Ortalama 2 hafta içersinde kabuklar dökülür ve daha canlı renkte canlı bir deri ortaya çıkar.

Lazer

Karbondioksit ve Erbium Lazer kullanılabilir. Karbondioksit lazer derin soymaya neden olduklarından, uzun iyileşme dönemleri gösterirler ve kollajen bantlarında yenilenme sağladıklarından aynı anda ciltte gençleşme sağlarlar. İyileşme dönemi zor ve uzun sürelidir. Erbium lazer grubunda ise iyileşme süresi daha kısa, yalnız işlem oldukça kanamalıdır. Ciltteki kollajen yapımında artış olduğundan ciltte aynı anda gençleşme sağlayabilirler.

IPL (Yoğunlaştırılmış atımlı ışık) Kuantum lazer

Ciltte herhangi bir soyulma yapmaksızın ciltteki lekeleri gidermektir. İşlemden sonraki ilk 2 hafta lekenin rengi koyulaşır, hafif bir kabuk tutar. 10-15 gün içersinde kabuklar dökülür ve alttan daha temiz ve pürüzsüz bir cilt çıkar. Problemin yoğunluğuna göre ortalama 1-3 seans uygulama yapmak gerekir. Bu lazer çeşidi el üstündeki güneş lekeleri, dekolte ve göğüste yerleşen lekeler, yüzde ve vücuttaki kılcal damar ve varis, keloid ve epilasyon amacı ile de kullanılabilirler.

En çok uygulanan yöntemler, kısaca kimyasal peeling ve özel yapımlı ilaçlar, maskeler ve lazer uygulamaları olarak sınıflandırılıyor. Lekenin derinliği ve nedeni kişiden kişiye değişmekle birlikte, genelde % 80-% 100 arasında başarı elde etmek mümkündür. Özellikle güneş lekeleri, gebelik lekeleri ve yanlış uygulamaları bağlı gelişen dudak üstü lekelerde oldukça yüz güldürücü sonuçlar almak mümkündür.

Çok sorulan sorular

Yüzümdeki lekeler için hangi tedavi uygulanacak?

Uzman hekimimiz tarafından lekeniz değerlendirdikten sonra en uygun tedavi şekli veya şekilleri seçilecektir.

Lekelerim kesin geçer mi?

Lekeler doğuştan olmadıkları takdirde daha kolay geçebilirler. Genelde lekelerde başarı oranı lekenin derinliğine göre %70-%100 arasında değişir.

Lekelerim bir daha tekrarlar mı? Tedavi boyunca sosyal hayatım veya işe gitmem engellenir mi?

Lekelerin tekrarlanmaması için güneşten çok iyi korunmak gerekir. İşe gitmenizi etkileyecek herhangi bir durum söz konusu olmaz.

Hangi mevsimler tedavi için daha uygun?

Çok güneşli bir mevsim olmamasını dikkat etmek gerekir, sonbahar, kış ve ilkbahar daha uygun mevsimler.

Dr. Melisa Eczacıbaşı

YAZIN YIPRANAN SAÇLAR

Yazın yıpranan saçlar

Tatilde cildiniz kadar saçlarınız da yıprandı. Saç köklerini olumsuz etkileyen UV ışınları, su ve rüzgarla birlikte bir süre sonra saçların okside olmalarına, kurumalarına ve canlılığını yitirmelerine neden olur. Tatil sonrasında saçların da tıpkı cilt gibi özel bir bakıma ihtiyacı vardır. Güneş sonrası şampuanlar içerdikleri pantenol sayesinde saç tellerinin parlaklığını kazanmasına ve klor ya da tuz kalıntılarının giderilmesine yardımcı olur.

Zengin bileşimli saç bakım kürleri ve maskeler de tatil sonrasında saçlarınızı güçlendiren özel bakımlar

arasında. Uzmanlar bu bakımları her gün düzenli olarak uygulayabileceğinizi de belirtiyor.

B ve E vitaminleri sayesinde saç hücrelerinin zarar görmesini de önleyen kür ve maskeler aynı zamanda saçlara parlaklığını da geri kazandırır.

Saçlarınıza canlılığını kazandırmanın bir yolu da tatil dönüşü kuaförde uçlarından kestirmeniz olacaktır. Böylelikle olumsuz dış etkenlerin kuruttuğu ve incelttiği saç telleri gücünü yeniden toplayacaktır.

VÜCUT BAKIMI

Banyo veya duştan çıktıktan sonra vücudunuzun da nemlendirilmeye ihtiyacı vardır. Kış boyunca giysiler altında kalan tenimiz yaza kadar vücut kozmetikleriyle bahar tazeliğini yaşayabilirler. Ayrıca kullandığınız parfümün notalarını tepeden tırnağa teninize sindirerek bütün vücudunuzda yaşatan vücut ürünleri; sabunlardan deodoranlara, vücut sütlerinden pudralara kadar uzanan geniş bir yelpazede günlük yaşamınıza eşlik ediyor.

Basit bir duş almaktan enstitülerdeki profesyonel bakımlara, temizlik ya da tedavi amaçlı uygulamalardan sakinleştirici, inceltici ya da iyileştirici masajlara, vücut bakımı için geliştirilmiş bakım ürünlerinden yosunlu, aromatik yağlı uygulamalara ve parfümlerin notalarını tene sindiren kozmetiklere kadar kısaca bedenimize sağlık, güzellik ve gençlik veren her şey.

Evde vücut bakımı

Banyoda bakım: Çok basit bir deyimle, yıkanmak, duş ya da banyo almak beden sağlığı için temel bakımı oluşturuyor. Banyo kozmetikleri ile artık sadece temizlenmek amacıyla banyoya girilmiyor.. Banyo köpükleri, duş jelleri, banyo suyuna katılan aromatik yağlar, yine banyo suyuna atılan mineral tuzlar, efervesan (suda eriyen) tabletler ve peeling ürünleriyle banyo; temizlenmenin de ötesinde insanın kendisiyle başbaşa kalarak sağlığı ve güzelliği ile ilgilendiği bir keyif mekanına dönüşüyor.

Arındırma, (exfoliation ya da peeling) temizlenmenin en önemli bölümü. Geleneklerimizdeki kesenin yerini alan arındırma ürünleri; cildin yüzeyinde birikerek yer yer kalınlaşmalara (dizler ve dirsekler), yer yer lekelenmelere yol açabilen ölü hücreleri döküyor, böylece cilt pürüzsüzleşerek kadifemsi bir yumuşaklığa ulaşıyor. Yaz aylarında kusursuz bir bronzluk için cildin arındırılması çok önemlidir.

Banyo kozmetikleri, sudan çıktıktan sonrası cilt bakımına yönelik ürünleri içeriyor. Bunlar; süt veya krem formülünde nemlendiriciler, sıkıştırıcılar ve selülit kremleri, aromatik yağlar, parfümlü nemlendiriciler gibi

Profesyonel bakımlar.

Enstitüde vücut bakımları, temel bakım ötesinde estetik ve sağlık amaçlı olarak yapılan uygulamalardan oluşuyor:

Temel vücut bakımı: Bütün vücuda uygulanan peeling ve ardından bir bakım ürünü ya da aromatik yağlarla nemlendirme, canlandırma, cildin beslenmesi, temel vücut bakımı programında yer alıyor.

Masajlar: Vücut bakımında önemli bir yeri var masajların. Mj konusunda eğitimli uzmanlarca aromatik yağlarla, kremlerle uygulanarak farklı tekniklerle (klasik, İsveç mjı, Shiatsu, akupressür gibi )yapılan masajların rahatlatıcı, canlandırıcı, uyarıcı, dinlendirici, gevşetici ve hatta vücudu yeniden biçimlendiren etkileri var. Bu masajlara son zamanlarda sıcak taşla yapılan masajlar da katıldı. Lokal uygulamalar da var mj bölümünde; tabandan sağlık kontroluna yönelik rahatlatıcı reflekleksoloji gibi.

Selülit bakımları: Çoğu zaman zayıflama bakımlarının bir parçası olarak özellikle selülitli bölgelere uygulanan bakımlardır ve birbirinden farklı programları içerirler. Bazı bakımlara yağ hücrelerini parçalayarak dışarı sürülmesini sağlayacak mezoterapi, aromaterapi gibi tedavi yöntemleri ve mekanik uygulamalar da dahil edilir.

Banyolar: Talassoterapi, Balneoterapi ve kaplıca bakımları: Her üçü de ağırlıklı olarak banyolarda suyla yapılan vücut bakımlarını ve tedavileri kapsıyor. Aralarındaki fark birinin deniz suyu, birinin şehir suyu, üçüncüsünün ise kaplıca suyu kullanılarak uygulanması... Banyolar sağlık, zindelik, form ve güzellik amacıyla yapılıyor, Banyo suyuna aromatik yağlar, taze çiçekler, deniz tuzları, kokulandırıcı maddeler de katılır. Talassoterapi denizle ilgili yosun ve mineral gibi maddelerle yapılan özel uygulamaları da içerir.

Yosun, çamur ve killi vücut bakımları: Her üçü de farklı özellik ve yoğunlukta zengin mineral içeriği ile vücut bakımlarında çok kullanılan doğal malzemeler. Yosun, özellikle talasso bakımlarında deniz suyunda ve vücut maskelerinde çeşitli uygulamalarda kullanılır. Kil ise, özellikle de Ölüdeniz kili inceltici özelliği ile gözde bir malzeme. Body Wrapp denen killi bandajların vücuda sarılması, tek seansta birkaç santimlik incelme sağlar. Çamura girilerek yapılan çamur banyolarından başka banyolara katılan çamur da (Aydın/Sandıklı) vücut bakımlarında yararlı sonuçlar verir.

26.08.2007

Yaz gecelerinde makyaj

Yaz gecelerinde makyaj


Yaz gecelerinde bronzluğunuz kadar makyajınızla da dikkat çekmek istiyorsanız tercihiniz doğal tonlarda kozmetik ürünlerinden yana olsun.
Yazın cildimizin nemlendirilmeye her zamankinden daha fazla ihtiyacı olur. Bunun için güneşlenirken mutlaka koruma kremi, güneşlendikten sonra da nemlendirici krem kullanın.

Yapacağınız makyajın güzel görünmesinin ilk şartının temiz ve iyi nemlendirilmiş bir cilt olduğunu da unutmayın.

İşte makyaja başlamadan önce mutlaka yapmanız gerekenler:

* Yağlı bir cilde sahipseniz temizleyici olarak jelleri tercih edin.
* Cildiniz normalse, her zamanki temizleme ürünlerinizi kullanmaya devam edebilirsiniz. Bunlara ek olarak güneş koruması içeren bir nemlendirici kullanmanızda fayda var.
* Kuru bir cilt tipine sahipseniz, cildinizi iyice temizlediğinizden emin olun ve kuru ciltler için uygun olan nemlendiricileri düzenli olarak kulllanın.
* Göz çevremiz hassas bölgedir ve düzenli olarak nemlendirilmeye ihtiyaç duyar. Göz çevresini yeterince nemli tutmak için gece ve gündüz göz kremi kullanın. Makyaja başlamadan önce göz altı kapatıcınızın teninizde pürüzsüz durmasını sağlamak için göz altınıza parmaklarınızın ucuyla nemlendirici sürün. Dilerseniz kapatıcıyı bir fırça yardımıyla kaş çizginize kadar uygulayabilirsiniz. Yaz aylarında çoğu zaman fondöten kullanmak pek tercih edilmez. Ama kuru bir cilde sahip olanlar özelikle gece makyajında fondöteni tercih edebilir. Bir sonraki adım olarak pudrayla fondöteninizin iyice oturmasını sağlayın. Pudrayı bir süngerle uygulayabilir, fazlalıkları da birkaç fırça darbesiyle yok edebilirsiniz. Göz makyajınıza kaş renginize uygun tonda bir göz farı seçerek başlayın. Farı, göz kapağınıza bir fırça yardımıyla uyguladıktan sonra alt kirpik çizginizi de koyu tonda bir farla belirginleştirin. Dilerseniz ardından siyah renk eyeliner ile üst göz kapağınızın hattına ince bir çizgi çekin. Kaşlarınızı da kaş şekillendiricisiyle düzeltin. Son adım olarak da kirpiklerinize iki kat rimel sürün. Bronz görünümünüzü korumak için, güneşin yüzünüze doğal olarak geldiği bölgelere (yanaklar, alın, burun ve çene) bir fırçayla bronz tonunda allık sürün. Elmacık kemiklerinizden başlayarak yukarı saç diplerinize doğru yumuşak tonda pembe allık da uygulayabilirsiniz. Dudaklarınızı boyarken onların ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurun. Kullanacağınız rujun rengi kadar dudaklarınızı beslemesinin, nemlendirmesinin ve korumasının da önemli olduğunu unutmayın. Bunun için SPF bazlı, yani koruma faktörü içeren rujlar seçmeniz daha doğru olur. Yaz makyajınızı tamamlamak için dudaklarınıza doğal tonda bir ruj sürmeyi tercih edin. Bu daha parlak ve sağlıklı bir görünüme kavuşmanızı sağlar. Dudaklarınızın daha belirgin hale gelmesini isterseniz rujunuzun üzerine parlatıcı uygulayın.

Kaş deyip geçmeyin


Yüze anlamını ‘kaşlar’ verir dersek, pek de yanılmış sayılmayız. Hangi yüze hangi kaş gider? Kaşlardaki yeni trendler neler? Kaşlarla ilgili doğrular ve yanlışlar...
Her yüzün bir ifadesi vardır. Bu ifadeyi bozmamak adına yapılması gereken yegane kural, kaş yapısını belirleyen adaleyi takip etmektir. Eğer kişi farklı bir talepte bulunuyorsa o zaman kaşın çıkışı ve kişinin talebi baz alınarak hareket edilir.

Evde kaş alırken nelere dikkat etmemiz gerekir?

Evde kaş alırken kadınlar öncelikle kaşın çıkışına dikkat etmelidirler. Kaşların çıkış yönünde alınması batık sorununu engeller. Ayrıca kaş alınırken cımbızın ucunu takip etmek önem taşır. Böylece hangi tüyü yakaladıklarını görebilirler.

Kaşlardaki yeni trendler neler?

Dünyada genel olarak doğal görünümlü kalın kaşlara yönelik bir eğilim var. Doğru olduğuna inandığım bu tarzı severek uyguluyorum. Ancak müşterilerimizin taleplerine göre adale yapısına sadık kalarak da kaşı inceltiyoruz.

Kaşlarla ilgili doğrular-yanlışlar

Kaş üsten alınmamalı

Kaşın alınması, yaşla birlikte yer çekiminin de etkisiyle, adalelerin gevşemesini hızlandıracaktır. Bu durumda kaşın düşmesi söz konusudur. Kaş alımında üst bölgede lazer, ip, epilasyon gibi yöntemlerden kaçınmak gerekir.

Kaş kesilmemeli

Kaş alınırken sık başvurulan bir yöntem olan kaş kesimi, çıkışının bozulmasına kaş kıllarının da sertleşmesine ve uzamasına sebep olur. Kaş kesimi yerine aradan çıkan uzamış sert kılların alınması tercih edilmelidir.

Küsen kaş tekrar çıkmaz

Çoğu kez yanlış alımdan kaynaklanan ve kaş küsmesi olarak adlandırılan kaşın çıkmaması problemi, çözülebilen bir sorundur. Eğer kişinin kan dolaşımı, kansızlık ya da stres gibi bir problem yoksa zayıflayan kıl zaman içinde yenilenir. Fakat isteğe bağlı olarak sarı tüyleri canlandırmak için iki farklı yöntem uygulanabilir.

a- Ustura tarzı keserek kaşlar beslenebilir

b- Kan dolaşımını yoğunlaştırıcı krem tarzı ürünler ya da masajlar tercih edilebilir

Sorunlu kaşlarda kalıcı makyaj tercih edilebilir

Çok mecbur olmadıkça kalıcı makyajın kaşa tercih edilmemesinden yanayım. Adaleye yapılan her hareket ona zarar verecek, deriye yapılan her darbe ise deformasyona sebep olacaktır.

Alınan kaşın toparlanması zaman alır

Alınan kaşın tekrar aktif duruma gelmesi ve tamamlanması altı ay- bir sene arası zamana yayılır. Söz konusu zaman kişinin vücut yapısına göre değişir.

Kırmızı dudakların püf noktaları!

Kırmızı tüm kadınları cazibeli ve seksi kılan bir renk. Peki ya makyajda kırmızı tonları kullanmaya herkes cesaret edebilir mi? Sizi bilmeyiz ama cesareti olanın ilk önce tavsiyelerimize bir göz atması gerekir.
Kırmızı dikkat çekici bir renk olduğuna göre kırmızı tonlarda bir ruj sürmek de oldukça dikkat çeker. Bu nedenle rujunuzu seçerken ve sürerken bazı noktalara dikkat etmeniz gerekir...

1. Teninizin rengine uygun olmalı. Örneğin eğer dişleriniz sararmışsa bordoya yakın kırmızı bir juj dişlerinizin daha beyaz görünmesini sağlayabilir.

2. Test edin. Çoğu kadın ruju elline sürerek denemeyi tercih eder oysa yüzdeki gölgeler farklıdır. Alacağınız ruju mutlaka dudağınızda test etmelisiniz.

3. İçgüdülerinize güvenin. Kırmızı ruj seçmekte zorlanıyorsanız size önerimiz size ilk başta uygun gelen ruju seçin.

4. Gece abartılı bir makyajla hoş duracak kırmızı bir ruju, gündelik yaşamda kullanırken sade bir makyajla tercih etmelisiniz. Yoksa tüm dikkatler yüzünüze çevrilebilir.

5. Kendinize alışmak için zaman verin. Kırmızı ruj size oldukça uzak bir görüntüyse aynada sürekli kendinize bakarak gözlerinizi alıştırabilirsiniz.

6. Mat mı parlak mı olacağına karar vermelisiniz. Parlak kırmızı sizi daha modern göstereceği gibi mat bir kırmızı da daha uzun süre kalıcı olabilir.

7. Doğal bir kalem kullanın. Farklı tonlarda bir kalem kullanmak zıt bir görüntü yaratabilir. Bunun için dudak renginize uygun bir kalem seçmeniz tavsiye edilir.

8. Doğru şekilde sürün. İlk önce dudaklarınızı kalemle belirginleştirin daha sonra da dudak fırçası ile rujunuzu sürün. Üstüne biraz pudra sürün ve rujunuzu bir kez daha üstüne sürün.

Bir çanta dolusu hile

Yoğun yaşayan kadınlar olduğunuza göre amaç zamanı doğru kullanmak ise, yanınızda bulunması gereken kozmetik malzemeleri önemlidir. İşte kozmetik çantanızda bulunması gereken "olmazsa olmaz" birkaç malzeme...

1- Tırnak ojesi: Temponuzun hızlı olduğu anlarda bile bozulabilecek tırnak uçlarınıza hızlı bir rötuş yapmak için...

2- Cımbız: Unutulmuş veya yeni fark edilmiş tüylerin hızla ortadan kaldırılması için

3- Saç jölesi ve şekillendirici: Islak saçlara şekil vermek, kuru saçın şeklini korumak, at kuyruğundan taşan yaramaz saçları tutmak veya saçları iki toplantı arası yatıştırmak için...

4- Allık: Yorgunluğun izlerini en çabuk silebileceğiniz kozmetik arkadaşınız...

5- Deodorant/parfüm: Tazelenirken kendinizi mutlu etmek için...

6- Likit parlak far: Gözlerinize ışıltı katmak için eğlenceli bir yol. Üstelik bu gölgeleri kullanırken parmaklarla yardıma gerek yok!

7- Nemlendirici makyaj temizleme mendilleri: Makyajınızı temizlerken gözlerinizi rahatsız etmeyen, üstelik cildinizi nemlendiren küçük mucizeler.

8- Besleyici gece kremi: Ani bir yolculuk olasılığına karşı mutlaka yanınızda olması gereken bir ürün. Cildinizi ihtiyacı olan bakımdan bir gün bile mahrum etmemek için.

9- Rimel: Siyah klasik bir rimel. Makyaj yapılır ya da tazelenirken yapılması zorunlu son adımı unutmamak için...

10- Vücut kremi: Günün yorgunluğunu atan bir duştan sonra vücudunuzu beslemek için...

17.08.2007

POWER PLATE

Power Plate
Sevgili bayanlar yaza hazır mısınız? Güneşin ilk pırıltılarını hissettirmeye başladığı şu günlerde yazı daha formda bir vücut ile karşılamak isteyenler için sizleri Power Plate ile tanıştırıyoruz.

Kozmetik amaçlı kullanıldığında özellikle selülit, bölgesel incelme ve vücut sıkılaştırma konularında son derece etkili sonuçlar alınan ve kendi alanında yılın cihazı seçilen Power Plate ile ilgili ücretsiz deneme seansına katılabilirsiniz.

Günde sadece 10 dakika, haftada 3 kez

Yerçekimi nedeniyle hepimizin kütlesinin kilogram olarak tanımlanan bir ağırlığı vardır. Bu çekim gücüne karşı koyarak hareket eden insan vücudunda kaslar gelişir ve güçlenir. Tüm dünyada yaygın olarak kullanılan bu teknikte, Power Plate’in ürettiği vibrasyon, insan vücuduna bir enerji olarak yollanır. Tercih edilen frekanstaki salınımlar vücüt kaslarının gerilme yönünde uyarır. Uygulama süresince kaslar sürekli olarak gerilir/gevser ve çalışır. Günümüzde birçok sporcunun antremanlarını üzerine ilave ağırlıklar takarak yapmasının nedeni de budur. Vücudun her bölgesindeki kaslar uygulamanın yapıldığı kısa süre içinde yoğun bir disiplin içersinde çalışır.

Power Plate kontrol panelinden seçilecek 40 Hz. salınım hızı ile kaslarımız saniyede 40 kez gerilir ve gevşer. Örneğin, 1 dakika bu salınım altında çalışan karın kaslarımız yüzlerce kez mekik hareketi yapmışçasına yorulur. Çalışma tamamlanıp dinlenmeye geçildiğinde, vücut kendini dengelemek için metabolizmayı ayarlar. Bu ayarlama ile vücudumuzun performans çizgisi yukarı çekilmiştir. Bir sonraki çalışmada vücut performansını bu yeni çizgiyi baz alarak yukarıya çekmeye çalışır. Vücudun performans arttıcı bu girişimine “supercompensation” denir.

Alınan neticeler ile birlikte uzun bir zaman sporcular üzerine uygulanan bu sistem günümüzde spor, medikal, estetik-kozmetik-güzellik, sağlıklı yaşam, fizik tedavi alanlarında sıkça kullanılmaktadır.

Power Plate;

Vücudun direncini ve esnekliğini arttırır,
Kan dolaşımını düzenler (capilarisation and lymph drainage)
Vücudun patlama gücünü arttırır (explosive strength)
Eklem bağlarını kuvvetlendirir (bone tissue)
Bölgesel ağrıları azaltır,
Serotine ve Neurotrophine hormonlarını arttırır.
Power Plate; Vibrasyon Platformları ile düzenli olarak çalışma yapmanın yararları üzerine sürdürülen çalışmalar göstermiştir ki: Whole Body Vibration diğer çalışma programlarına göre % 85 daha az zaman gerektirir;buna karşın kasların çalışmasını ve direncini % 25 daha fazla arttırır.

Eklem, bağ (ligaments) ve tendonlardaki yük ve gerilme çok daha azdır.

Tüm dünyada güvenle kullanılan sistem

Fizik Tedavi: Vibrasyon uygulaması kasları, kas dokusunu, kemik yapısını ve eklem bağlarını güçlendirdiğinden, eklem sakatlanması riskini azaltılır. Ayrıca bu bölgelerde görülen hasarların daha kısa süre içinde onarılmasını kolaylaştırır.

Spor: Genelde uygulanan kas güçlendirici spor programları ile birlikte uygulandığında, kasların çok daha kısa sürede güçlenmesine yardımcı olur. Bunun yanısıra tek başına kullanıldığında benzer etkiyi görmek mümkündür. Günde sadece 10 dakikalık bir uygulama ile vücudun her bölgesindeki kaslar güçlenmektedir.

Fitness: Geleneksel fitness (esneme/gevşeme) çalışmalarına uyum sağlayabildiği gibi, bu çalışmalarda ısınma ve soğuma programı olarak kullanılabilir. Step, Aerobics ve diğer fitness programlarından önce ısınma amacıyla kullanıldığında sporcuların ana çalışma programına ayıracakları zaman artmaktadır.

Rehabilitasyon: Kas zafiyetini (atrophy) ve kas gevşekliğini (hypotonia) ortadan kaldırır, ağrıları azaltır, algılama sorunlarını (Proprioceptive disturbances) giderir. Tüm vücutta rahatlama yaratır.

Medikal: Kan dolaşımını düzenler, kemik erimesi (osteopsis) bozukluklarının düzeltilmesine katkı sağlar.Çalışma esnasında kalp atış hızı sabit kaldığından vücuda ilave yük getirmez.

Kozmetik: Vücutta sıvı birikmesini engeller, birikmiş sıvıların drenajına yardımcı olur. Serbest yağların parçalanmasını hızlandırır, en önemlisi kas yapısını geliştirdiği için bölgesel selülitleri giderir, vücudun sıkı bir dokuya sahip olmasına yardımcı olur, selülit oluşumunu engeller. Vücuttaki tonik dengesini ayarlayarak dokuların sıkılığını arttırır.

Power Plate'in faydaları

10 dakikalık Power Plate çalışması yaklaşık 1 saatlik fitness çalışmasına eşdeğerdir...

Esneklik kazandırır,
Vücuttaki tüm kasların derinlemesine çalışmasını sağlar,
Eklem sakatlıkları riskini minimuma indirir,
Kan akışı ve oksijenlenmeyi arttırır,
Hormanların daha yüksek düzeyde çalışmasını sağlar,
Vücudun Patlama Gücü artar,
Vücüt suyunun drenajını arttırır,
Osteoporosis etkisini azaltır,
Sırt ve bel ağrısını azaltır, bu bölgeleri güçlendirir,
Selülit oluşumunu engeller, selüliti azaltır,
Kemik yoğunluğunu arttırır,
Kolajen üretimini arttırır,
Zihinsel ve bedensel stresi azaltır,
Günde sadece 10 dakika çalışarak genç kalın....

POWER PLATE kas gücünü arttırır: Power Plate ile çalışırken calışma bölgesindeki kas grubu %95 yoğunlukta çalışır ve gelişir. Vücudumuzun dayanıklılığı ve gücü etkili biçimde artar.

POWER PLATE zaman kazandırır: Power Plate ile 10 dakika calısmak, klasik yöntemlerle 60 – 90 dakika güçlendirici egzersiz programlarına karşılık gelir. Zira Power Plate ile çalışırken bircok kas grubu ayni anda maximum verim ile çalışmaktadır.

Power Plate esnekligi arttırır: Power Plate vücudumuzdaki kas ve tendonlari ısıtarak esneklek kazandırır. Sadece 2 dakikalık esneme programı tüm vücudun esneme yeteneğini arttırır.

Power Plate vücut uyumunu arttırır: Power Plate kas içi ve kaslar arasindaki koordinasyonu saglayan tum reseptorlerin ayni anda uyarılmasını sağlar. Boylelikle vücut koordinayon yetenegi ve uyumu artar, buna bagli olarak tepki ve denge hissi gelişir.

Power Plate dolaşımı düzenler: Power Plate çalışması esnasında kaslar saniyede 35 ila 50 kez kasılarak en küçük kılcal damarlara dahi saniyede 35 yada 50 kez kadar kan pompalanmasına neden olur. Bu kan akışı, hücrelerin kisa sürede enerji depolamasına katkıda bulunur. Kan akışındaki bu artış aynı zamanda kanda bulunan atıkların hızla vücudu terketmesini sağlar ve kan hücreleri yenilenir.

Power Plate metabolizmayı yükseltir: Power Plate metabolizmanın zenginleşmesine neden olur, yağ yakılmasını şiddetlendirir, ve ana metabolizmayı düzenler. Deri altındaki yağ tabakasını azaltır.

Power Plate fitness’i geliştirir: Kaslardaki gelişmeye bağlı olarak tüm vücut sistemi dayanıklılığını arttırır. Yapılacak düzenli çalışmalara alışan vücüt çok kısa sürede kendi performansını yukarı çeker. Bunun sonucu olarak daha uzun mesafeleri yürüyebilir, daha hızlı koşabilir, daha yükseğe sıçrayabilir, uyumlu ve esnek bir vücuda sahip olabiliriz.

Power Plate iyi hissetmeyi sağlar: Power Plate başta mutluluk ve rahatlık olmak üzere yaşantımızda pozitif etkileri olan bir cok hormonun daha fazla salgılanmasını sağlar. Bu artış yaşam kalitemizi artırır, cinsel yaşantımızı olumlu yönde etkiler.

POWER PLATE Selüliti azaltır: Power Plate ile yapilan masaj ozellikli egzersizler deri altındaki yağ dokusunun azalmasina, yağ hücrelerinin parçalanmasina, daha sıkı ve sağlıklı bir dokuya sahip olmamıza yardımcı olur. Selulit azaldikca ve doku güclendikce derinlemesine etki baslar. Bu tür egzersiz programlari ile yüz kaslarinda dahi güclenmeler saptanmaktadir.

POWER PLATE Osteoporosis etkisini azaltır: Yapılan tüm bilimsel çalışmalar vücuda uygulanan düzenli ve kuvvetli vibrasyonun kemik erimesini azalttığını ve kemik yoğunluğunda kayda değer yükselmelere neden olduğunu göstermektedir. Power Plate vücut üzerindeki yerçekimi kuvvetini arttırdığından kemik mineral yoğunluğunda da artışlar sağlamaktadır.