8.11.2007

GÖZ MAKYAJI

GÖZLERİNDE DİLEDİĞİNİZ GÖRÜNÜMÜ YARATIN




İstenilen illüzyon etkisini yaratmak için, açık ve koyu renk tonları ulanarak göz makyajınızı tamamlayın. Açık tonları uygulayarak gözlerin daha büyük ve yakında görünmesini sağlarken, koyu tonları kullanarak gözlerin ufak ve uzak görünmesini sağlayabilirsiniz. Renklerle oynayın, sonuca siz de inanamayacaksınız.



Birbirine uzak gözleri yakınlaştırmak için



GÖZ KAPAĞININ İÇ YARIM KISMINA KOYU TONLARI UYGULAYIN.

Göz kapağının iç kısmında koyu tonları tercih edin ve buruna kadar ki bölümde daha koyu bir tonla karıştırın. İç köşeye daha koyu ve kalın bir göz kalemi uygulayarak etkiyi artırın.


Birbirine yakın gözleri uzaklaştırmak için



AÇIK REN BİR GÖZ KALEMİ İLE GÖZÜN İÇ KÖŞESİNE AYDINLIK BİR GÖRÜNÜM VERİN.

(açık renkte kapatıcı veya parlaklık veren göz farı da uygulayabilirsiniz) Bu uygulama, aynı zamanda güne aydınlık ve canlı bir görünümle başlamanız içinde hızlı bir yoldur.


Gözlerinizi büyük göstermek için



GÖZLERİNİZİN BEYAZLIĞINI ORTAYA ÇIKARTIN.

Gözleri belirginleştirmek için üst kirpiklerin dibine ince bir çizgi uygulayın. Çok açık tonda bir göz farını göz kapaklarının altına uygulayın. Böylelikle gözlerin parlaklığını artırabilirsiniz. Kirpikleri kıvırın ve maskara ile belirginleştirin.

Gözlerinizi kalkık gösterin

ALT GÖZ KAPAĞINA KALEM UYGULAMADAN ÜST GÖZ KAPAĞINA ODAKLANIN. Kirpiklerden kaşlara kadarki bölüme açık tonda bir far uygulayın ve göz kapağına koyu tonu sürün. Göz kalemini sadece dış çizgiye sürün, iç kısmına uygulamayın ve pamuk ile dağıtarak yumuşatın. 1 veya 2 kat maskara uygulayın.


Makyöz Meryem DEDE

SEKSİ DUDAKLAR

SEKSİ DUDAKLAR


Ruj -bir kadının en iyi arkadaşı!
Onsuz yaşayamayacağınız, en yakınınız... Görüntünüzü değiştirmenin en kolay yolu. Makyajınızda ki son dokunuş. Onsuz, hiç bir makyaj tam değildir!

ÇARPICI DUDAKLAR, EN MODA RENKLER!


Belirginleştirin :


Dudak kalemi genellikle dudakları belirginleştirmek ve rujun solmasını önlemek için kullanılır. Üst dudaklar için, kıvrımlı kısımdan başlayın ve köşelere doğru kalemi uygulayın. Alt dudaklar için, köşelerden başlayın ve iç kısımlara doğru tek bir çizgi görünümü verecek şekilde dudak kalemi uygulayın.
Belirginleştirin ve doldurun :


Dudak kalemi, rujun daha canlı görünmesini sağlamak için de kullanılır. Rujunuzun rengine uygun bir dudak kalemi ile dudak çizgisinin üzerine dudak kalemi uygulayın ve hafif dokunuşlarla dudağın iç kısmına sürün. Sıra ruja geldiğinde, ruj fırçası ile ortadan başlayarak kenarlara doğru rujunuzu uygulayın.


Parlaklık verin :


Dudak parlatıcısı ile maksimum ışıltı. Dayanılmaz ve etkili bir görünüme kavuşmak için en hızlı yol. Renkli veya şeffaf. Tek başına veya en sevdiğiniz ruf ile birlikte. Ne kadar parlamak istediğinize siz karar vereceksiniz. Dudakların daha dolğun görünmesi için en eski ve etkili yöntem... İlk olarak, rujunuzu uygulayın, dudaklarınızı büzün ve dudaklarınızın ortasına parlatıcı uygulayın.

DOĞAL GÜZELLİK

DOĞAL GÜZELLİK


Sonbaharda saçlar dalgalı, dudaklar kırmızı, yanaklar pembe olacak. Ama hepsi abartıdan uzak, doğal görünecek Sonbaharda saçlar dalgalı, dudaklar kırmızı, yanaklar pembe olacak. Ama hepsi abartıdan uzak, doğal görünecek
Sonbahar serin havayla birlikte yeni güzellik trendlerini de beraberinde getirdi. Bu yeni trendlerin başında da doğallık geliyor. Yani önümüzdeki aylarda herkes doğal olacak. Saçlar da, yanaklar da, dudaklar da bakımlı ama abartısız görünecek.

Şeftali pembesi yanaklar
Yanaklarımız en doğalhaline, soğuk kış rüzgarındankızardığında kavuşur. Busoğuk rüzgar etkisini kremallıklarla yanaklarınıza daverebilirsiniz. Şeftalitonlarındaki krem allıktanparmaklarınızın ucuna alıp,bunu hafif hafif elmacık ke-miklerinizin üstüne yedirirse-niz, aynı doğal görüntüye ka-vuşabilirsiniz. Makyajınızındaha kalıcı olmasını istersenizkrem allığın üstüne, fırçayardımıyla hafifçe toz allıkuygulayabilirsiniz.

Saçta abartıdan kaçının
Günlük saç kullanımınızda oyunuzu her zaman doğallıktan yana kullanın. Örneğin saçınızı at kuyruğu yapın. Ya da at kuyruğu yaptığınız saçınızı ikiye ayırın, her birini kendi etrafında döndürüp toplayın ve iki küçük topuza sahip olun.

Eye-liner'sız göz olmaz
Bu sonbaharın olmazsa olmazlarından biri de likit eye-liner. Kadına daha seksi bir hava katan likit eye-liner'ı hatasız uygulamak için; önce siyah göz kalemi ile şekil verin. Verdiğiniz şekilden memnun kaldığınız zaman da üstüne likit eye-liner'ı çekin. Eye-liner'da hiçbir zaman siyah renkten şaşmayın.

Kırmızı rujdan vazgeçmeyin
Bu yıl, kırmızı rujlu 1940 kadını yeniden hayatımıza döndü. Kırmızı ruju daha etkili göstermek için, cildinizin sağlıklı görünmesinin şart olduğunu unutmayın. Ve kırmızı ruju ön plana çıkarmak için yüzünüzün geri kalan bölümüne fazla makyaj yapmayın.

Doğal dalga seksi gösterir
Doğal dalga her zaman kadını daha seksi gösterir. Saçlarınız düzse bile doğal dalgalara kavuşmak o kadar zor değil. İri bigudilerin yanı sıra, kurutma makinesiyle kuruturken, saçınızı parmağınıza küçük parçalar halinde dolayarak doğal dalgalara kavuşabilirsiniz.

KİMYASAL PEELİNG

Kimyasal Peeling nedir?

Kimyasal peeling meyve asitleri ile cildin üst tabakası soyularak yapılan bir tedavi yöntemidir.

Cildin üst katmanının soyulması yeni deri oluşumunu uyarır, böylece daha sağlıklı görünüm sağlanabilir. Bu tedavide çeşitli meyve asitleri kullanılmaktadır. Özellikle şeker kamışından elde edilen alfa hidroksi asitlerin (Glikolik asit) kullanımı yaygındır.

Akne, lekelenme,antiaging,skar tedavisi kullanım alanları arasındadır. Uygulama yapılacak alan ve uygulama döneminde güneşin etkisi önemlidir.

Kimyasal peeling sonrasında lekelenme, renk açılması gibi yan etkiler oluşabilir.

Uygulama sonrasında güneşten korunma sağlanmalıdır.

Tedavi için tekrarlayan seanslar gerekebilir. Seans arası ve sayısı cildin durumu ve kullanılan asidin yüzdesine göre değişiklik gösterebilir.

· Yazın cildim mükemmel fakat kışın pul pul ve kupkuru oluyor. Neyi yanlış yapıyorum?

Cilt kürünüzü mevsime göre değiştirmelisiniz. Kışın daha yoğun yüz maskeleri veya nemlendiriciler kullanmalısınız. Her gün en az bir litre su içmeniz cildinizin çok daha taze ve canlı görünmesini sağlayacaktır. Unutmayın ki kışın bile UV ışınları cildinize zarar verebilir bu yüzden kışın da güneş koruma faktörü içeren ürünler kullamalısınız.

· Retinol ne demektir?

Retinol saf A vitamininin bir diğer adıdır. Retinol kırışıklıkları azaltmak için kullanılan en etkili bileşendir.

Geceleri iyi uyuduğum halde sabahları genelde şişkin gözlerle uyanıyorum. Ne yapabilirim?

Şişkin gözlerin genel nedeni gece yatmadan önce yağlı nemlendiricilerin göz kapaklarına uygulanmasıdır. Halbuki göz çevresi hassas olduğundan göz için ayrı bir nemlendirici kullanılmalıdır.



· Genelde saçımı boyuyorum fakat birkaç yıkamadan sonra çok sönük ve cansız bir hal alıyor. Bunun için ne yapabilirim?

Haftada bir kullanacağınız Aktif Bakım Maskesi ile saçınız gereksinim duyduğu neme ulaşır böylece rengini ve canlılığını uzun süre korur.

5.11.2007

HİDROTERAPİ

Hidroterapi
Çevremizde bulunan, her an gördüğümüz bazı maddeler hastalıklarımızın tedavisinde ciddi şekilde yardımcı olabilir. Bunlar keşfedilmeyen doğal ilaçlardır.
Dünyanın beşte dördü ve bedenimizin üçte ikisinin suyla kaplı olduğunu düşünürsek. Suyu çevremizde keşfedilemeyen doğal tedavi yöntemi olarak görebiliriz. Örneğin yüzme doğal tıp uzmanları tarafından fiziksel terapi olarak görülmektedir.
Bir takım hastalıklarda ve açık yaralarda suyun tedavi edici etkisi olabilir. Suyun en faydalı yönüde vücuda kazandırdığı enerjidir. Vücudunuzun sadece bir bölümünde su terapisi uyguladığınızda bu etkisini diğer bölgelerde de gösterebilmektedir. Vücutta bulunan tüm organların hatta hücrelerin vücudu toksinlerden temizleyebilmesi için suya ihtiyacı vardır. Su vücut ısısını dengede tutar.
Hidroterapinin ana maddelerini hareket ve tepki yasası oluşturmaktadır. Sıcak bir duş aldığınızda vücudunuz ısındığından kan aşağı doğru ilerler ve en uçta olan damarlara ulaşır. Soğuk suda sıcak suyun tam tersi tepki gösterir. bu defa kan yukarı doğru harekete geçer.
Suyun vücut üzerinde yarattığı etki ısısına göre değişir. Soğuk su enerji verir ve canlılık getirir. Vücuttan toksinleri atar, ateşi düşürmek içinde soğuk su faydalı olacaktır. Idrar yollarını açmakta, ağrıları dindirmekte ve kabızlık içinde soğuk su kullanılabilir. Buz ya da buzlu sularda kanamaları dindirir ve vücudun darbe almış bölümlerinde oluşabilecek olan şişlikleri önler.
Sıcak su vücudun rahatlamasını sağlar. Ağrılarda ve kızarıklıklarda da sıcak su kullanılması tavsiye edilir.
Ardı ardına yapılam sıcak ve soğuk banyolar kan dolaşımını hızlandırır. Sıcak su buharının gözenekleri açtığı, terlemeyi artırdığı ve göğüsteki kan basıncını da hafiflettiği görülmüştür.



Uygulaması
Su beden ağrılarını dindiren ve deriyi soğutan bir anestetiktir. Karnınızda oluşan krampları dindirmek için kompres uyguladığınızda yararını kısa süre içinde görürsünüz. İdrar üretiminizin artması için soğuk su içebilir ya da belinize sıcak kompres uygulayabilirsiniz. Vücudunuzdan toksinleri arındırmak için hamama, saunaya gidebilir,jenital bölgeyi su ile yıkayabilir ya da bol su içebilirsiniz. Kuvvet kazanmak istediğinizde soğuk su ile banyo yapmalısınız. Rahatlamak için ise ılık banyo yapmanız gerekecektir.
Hidroterapi yöntemleri hastalığın oluştuğu bölgeye göre değişir. Su sıcak ılık ya da soğuk olabilir. Suyun ısısı sürekli değişim gösterebilir. Basınç da değişebilir. Banyo süresi uzun ya da çok kısa olabilir. Masaj için kullanılan araçlar değişebilir. Örneğin kese ya da sünger kullanılabilir. Suya özel otlar, tuz hatta çamurda karıştırılabilir.
Rahatsızlıklarınıza göre aşağıdaki terapi yöntemlerini kullanabilirsiniz:
Isırganotu/Rezene: Ciltteki pürüzleri yok eder.
Biberiye: Kan dolaşımını uyarır.
Sarı papatya: Cildi pürüzsüzleştirir, gözenekleri açar; uykusuzluk ve hazımsızlık problemlerini çözer.
Çamözü: Terlemeyi hızlandırır, cildi yumuşatır, kızarıklıkları geçirir.
Zencefil: Kasları gevşetir, cildi renklendirir, dolaşımı hızlandırır.
Elma sirkesi: Güneş yanıklarının verdiği acıyı ve kaşıntıyı giderir. Rahatlamayı sağlar.
Adaçayı: Ter bezlerini uyarır.
Yulaf: Kaşıntı, kurdeşen, rüzgar yanıkları, güneş yanıklarında olumlu sonuçlar verir.
Soda/ Mısır nişastası/ Boraks: Yararlı bir antiseptiktir.
Sülfür: Aknelere iyi gelir.
İngiliz tuzu: Kasları gevşetir, nezleye iyi gelir, terlemeyi hızlandırır.
Ölü deniz tuzları: Yaralanmalardan sonra vücudu yeniler.
Tuz: Rahatlatıcıdır.
Kepek: Kaşıntılara iyi gelir, cildi yumuşatır.
Küçük hindistancevizi ağacı tohumu: Terlemeyi sağlar.
Bu bitkilerin tümünü aktarlardan rahatlıkla bulabilirsiniz. Oldukça ucuz ve kolay olan bu tedavi yönteminin yararlarını kısa sürede içinde göreceksiniz.

AROMA TERAPİ VE MASAJ

Aroma Terapi ve Masaj

Aroma Terapi
Eski Çin, Mısır ve Hint uygarlıklarından beri uygulanan bu yöntem bitkilerin saf aroma yağları ile yapılmaktadır. Bu yağlar bitkilerin kök, reçine, yaprak ve çiçek kısımlarından elde edilir. Hem zihinsel hem de fiziksel yararları bulunmaktadır. Alternatif bir tıp yöntemi de diyebiliriz. Özellikle son zamanlarda insanoğlu yeniden en büyük zenginliğin doğada olduğunun farkına varmış ve özellikle de bitkilere yönelmiştir.

Etkileri nedir?
Bilindiği bitkilerden elde edilen bu uçucu öz yağların vücut açısından çok olumlu etkileri vardır. Sakinleştirici, canlandırıcı, toksin atıcı, ağrı giderici, hücre yenileyici, uyarıcı, kas gevşetici, uykusuzluk giderici gibi konularda kesin etkileri vardır. Aroma terapinin uygulama şekilleri masaj, banyo, krem ve çeşitli vücut bakımları şekillerinde sıralanabilir. Bitkisel yağlarla yapılan aroma terapi masajı, kan dolaşımını hızlandırarak :-):-):-):-)bolizmanın hızlı çalışmasını ve böylece daha kolay kilo verilmesini sağlar. Bu tip uygulamalar ve bakımlar periyodik aralıklarla uygulandığında vücut direncini artırır. Çeşitli cilt problemlerinin düzelmesine yardımcı olmakla birlikte çok canlı bir cilt yapısına kavuşmanızı sağlar. Bitkisel yağlar doğal içerikli oldukları için genelde yan etkileri yoktur. Fakat yine de bir uzman kontrolünde gerçekleştirilmelidir. Uygulandıktan kısa bir süre sonra hem ter hem de idrar yoluyla vücuttan atılır.

Nasıl yapılıyor?
Bitkisel sularla vücut temizlendikten sonra deniz tuzu ile vücut peeling'i yapılır. Bu uygulama ciltteki gözenekleri açarak uygulanacak olan bitkisel aroma yağlarının daha iyi emilimini sağlar. Gazlı bezle vücut sarıldıktan sonra termo (ısıtıcılı) battaniyede ya da buhar kabininde ½ saate yakın beklenilir. Daha sonra yumuşayan cilde uygun bitkisel yağlarla komple vücut masajı uygulanır. Bittiğinde kendinizi çok canlı ve rahatlamış olarak hissedersiniz.

SICAK TAŞ MASAJI

Sıcak Taş Terapisi, ısıtılmış taşlar kullanılarak ısının bedenin derinlerine nüfuz ettirilmesini sağlayan bir masaj terapisidir. Masaj, ısıtılmış ve soğutulmuş volkanik lav (bazalt) taşlarıyla özel bir teknik uygulanarak yapılır.
Sıcak Taş Terapisi, 1993 yılında Arizona’da Mary Nelson Hannigan tarafından geliştirilmiştir. Mary Hannigan bu masaj tekniğini 1999 yılında Avrupa’da ilk kez İngiltere’de öğretmeye başlamıştır.
Sıcak Taş Terapisi, uzun süre ısıyı üzerinde tutma özelliğine sahip volkanik lav (bazalt) taşları ile yapılır. Bu pürüzsüz, parlak ve değişik boylardaki yassı taşlar su içerisinde ısıtılırlar.

Sıcak Taş Terapisi Nasıl Uygulanılır?
Sıcak taşlar, terapist tarafından masaja başlamadan önce vücudun belli kilit noktalarına yerleştirilir. Böylece, daha masaja başlanmadan, taşların ısısı kasların derinlerine nüfuz eder ve “Termoterapi” özelliğinden yararlanılmaya başlanır. Ardından aromatik öz yağlardan da faydalanılan masaj uygulanır. Taşlardan emilen ısı, kan dolaşımının hızlanmasını ve dolayısıyla kasların, dokuların ve hücrelerin daha çok oksijenle beslenmesini (Termoterapi) sağlar. Ayrıca lav taşlarının su içinde ısıtılması nedeniyle, suyun terapi özelliğinden de (Hidroterapi) yararlanılır. Sıcak taşlarla yapılan bir ovma hareketi, taşların sıcaklığı ile kan dolaşımını anında harekete geçirmesinden dolayı, normal bir masajdaki on ovma hareketine eşittir.

Sıcak Taş Terapisi'nin Özellikleri Nelerdir?
Sıcak Taş Terapisi’inde, hava, su, ateş ve ‘Toprak Ana’nın enerjisinden; aslında onun bütün elementlerinden yararlanılır. Bu, Sıcak Taş Terapisi’nin çok kendine özgü tekniği sayesinde gerçekleşir. Volkanik lav (bazalt) taşlarının enerjisi bize, doğayla içiçeymişiz duygusunu verir. Bu nedenle, terapi sonunda kişi fiziksel, duygusal ve zihinsel rahatlık, dinginlik kazanır; baştan ayağa arınmış hissederek kendi doğasına döner.

Sıcak Taş Terapisi'nin Faydası Nedir?
Sıcak Taş Terapisi’nin periodik olarak uygulanması, kronikleşmiş sıkıntılar üzerinde etkili olmaktadır. Sıcak Taş Terapisi'nin faydası, yalnızca tanımlanan sorunun giderilmesiyle sınırlı değildir. Aynı zamanda fiziksel, duygusal ve zihinsel anlamda da enerji verir; kısacası terapi gören kendisini, baştan ayağa arınmış hisseder. Sıcak Taş Terapisi, kendi doğasına dönmek isteyen birisi için dengeli bir yoldur.

Sıcak Taş Terapisi nelere iyi gelir?
Sıcak Taş Terapisi, periyodik olarak uygulandığında, kronikleşmiş sıkıntılar üzerinde de çok etkilidir. Sıcak Taş Terapisi, aşağıdakiler de dahil pek çok durumda yardımcı olabilir:
· Kas, kemik ve eklem sorunları; bel ve sırt ağrısı
· Spor yaralanmaları
· Stres kaynaklı sorunlar; stres, gerginlik
· Uykusuzluk
· Başağrısı
· Kadın sağlığı; regl sıkıntıları
· Sancılı regl ağrıları, aşırı kanama,
· Hamilelikteki sorunlar; bel ve sırt ağrıları, rahatlama
· Solunum, dolaşım, sindirim sorunları

SHİATSU

SHİATSU

ShiatsuUzakdoğu'da 5000 yıldan beri süregelen Çinlilerin Anma masajıyla akupunkturun birleşiminden oluşan bir masaj etkinliğidir. Shiatsu yerde bir şilte üzerinde, kıyafetler çıkarılmadan yapılan bir masaj yöntemidir. Hiçbir yan etkisi bulunmayan Shiatsu her yaşa uygulanabilir. Shiatsu yaklaşık olarak 700 akupunktur noktasına parmak ucu, el ayası, dirsek ve ayak tabanı kullanılarak değişik süre ve baskı teknikleri uygulanarak yapılır. 1,5 saat süren seansların sonucu olarak 3 gün maksimum etkisi hissedilir.Shiatsu; kan ve akkan, lenf dolaşımını düzenleyici, hormonların ve salgı bezlerinin çalışmasının pozitif etkileyici özelliğe sahip olup vücuttan toksinlerin kolay atılmasını sağlar, :-):-):-):-)bolizmayı hızlandırır ve böylece fazla kiloların verilmesine yardımcı olur. Zihnen ve bedenen derin bir dinlenme sağlar, uyku kalitesini arttırır. Vücuttaki organların enerjileri düzenlenirken varsa tıkanıkların giderilmesine de yardımcı olan Shiatsu, düzenli uygulandığında vücudun bağışıklığını arttırır. Dolayısıyla hastalıklara karşı koruyucu etki gösterir. Çocuklara yapılan Shiatsu ile uyku problemlerini, kabızlık, hazımsızlık, hırçınlık, sinirlilik, stres, depresyon, baş ağrısı, migren ve bunun gibi şikayetleri giderilebilir. Bağışıklık sistemlerini güçlendirir.Shiatsu Uygulayıcısı: Cihan Karabulut

AYURVEDA

Ayurveda

Ayurveda Ne Demektir, Amacı Nedir?
Şu an yeni bir tıp dalı olarak bilinen Ayurveda, 2000 ile 5000 yıl öncesine dayanıyor, ve Hindistanda halen uygulanmaktadır. Hindistan bu bilimin anavatanıdır. Birçok Batılı Geleneksel Çin Tıbbını (GÇT) ve ona ait bitkisel ilaçlarla, akupunktur’u duymuştur. GÇT Çin için neyse, Ayurveda da Hindistan için odur . Bu gün bile her iki Ülkenin birçok hastane, ve kliniğinde,geleneksel tıp, batı (günümüz-allopathic) tıbbıyla birlikte uygulanmaktadır. Hindistanda, bir tıp bilimi olarak Ayurveda, anatomi, pataloji,kendi tanı sistemleri ve tedavi stratejileri ile, kapsamlı bir eğitim gerektirir. Hindistanda bir Ayurveda uzmanı olabilmek için,beşbuçuk yıllık bir eğitim programının (Ayurveda, tıbbı ve cerrahisi, lisansı) başarıyla tamamlanması gereklidir. Ayurveda Dünya Sağlık Örgütünce( WHO), etkili ve geleneksel bir tıp bilimi olarak kabul edilmiştir. Ayurveda’nın, üstün ve şık yönü; çok az bir çaba ve çalışmayla, kendi sağlığımızı ve yaşamımızı daha iyi yapacak, bazı basit ve pratik hususları öğrenebilmemizdir. Ayurveda’dan kendi bünyemizi ve kendi sağlığımızı tanımayı öğrenebiliriz. Bu da bize,uygun olan yaşam tarzını ve beslenme biçimini anlamamızı ve dolayısıyla, hangi bitki ve reçetelerin bize beden ve ruh sağlığı yönünden yarar getireceğini bilmemize yardım eder. 1990 yılı Ocak ayında, dünyada birçok ülkenin bir referans merkezi olarak kabul ettiği Amerikan Konseyi`nce, legal, tavsiye edilecek bir tıp dalı olarak kabul edilmiştir.
Kelime anlamı olarak (Ayur) yaşam ve (Veda) bilgi, yani yaşam bilgisi demektir. Amaçları hayatı uzatmak, mükemmel sağlığı yaratmak ve hastalıkları, bozuklukları vücuttan uzaklaştırmaktır. Ayurveda`nın esas önemli noktalarından biri de insanı, beden ve zihinle bir bütün olarak görmesidir. Ve onun tüm unsurlarını bir arada uyumlu ve dengede tutmaya çalışmasıdır. Nasıl oluyor da zihin ve beden birbiriyle ilgili oluyor? Geçtiğimiz yıllarda fizikte kabul edilen Quantum teorisine göre, moleküller ve atomdan öte, bir de maddenin quantum düzeyi vardır. Bir quanta, bilinen en küçük atomdan 10-100 milyon kez daha küçüktür. Bu düzeyde enerji ve madde birbirine dönüşebilir bir halde durmaktadırlar. Bu quantalar gözle görülmeyecek titreşimlerden oluşurlar ve adeta bir fizik oluşum için şekillenmeyi beklerler. İnsanda da aynı olay geçerlidir. Önce görülmeyen titreşimler quantum dalgalanmalarına, o da enerji uyarılarına ve o da maddeciklere, düşünceye, DNA`ya, ağrıya, dokulara, hücreye, herşeye dönüşür. İşte Ayurveda bu düzeyden, zihin ve beden düzeyinden sağlığa bakar.
Bu sistemin en önemli noktalarından biri de, sağlığı korumanın, tedavi etmekten daha önemli olduğudur. Yapılan patolojik araştırmalar göstermiştir ki, örneğin 40 yaşında bir erkekte oluşan kalp enfarktüsü, koroner damarda tıkanma gibi semptomlarla kendini belli edip, doktora gidince ortaya çıkmaktadır. Oysa daha 20 yaşında bu kişinin damarlarında ileride kalp enfarktüsüne dönüşebilecek ve damar tıkanmasına yol açacak yağ taslakları patolojik olarak saptanmıştır. İşte bu düzeyde olaya müdahale edilirse, herşey çok daha basit ve kolay olur.
Hastalıkların fizyopatolojisinden bu üç faktör sorumludur:
- Doşha`lar (Vata, Pitta, Kapha)
- Shrota`lar (vücudun kanalları, patikaları)
- Agni (sindirim ateşi)
"Doşha"lar artmış, azalmış veya nitelikleri değişmiş olabilir.
"Shrota"lar genişlemiş, daralmış, düğümsü bir yapı oluşturmuş veya akıntıları ters yöne doğru dönmüş olabilir. "Agni"nin zayıflamasıysa en büyük problemdir. Bu, "ama" (hastalık oluşturabilecek toksin - serbest radikal benzeri bir madde) oluşumuna yol açar.
Ayurveda insanları pratik olarak üç ana tipe ayırır. Bu tiplere(veya dosha lara), “Vata”, “Pitta”, ve “Kapha” denir. Bunlar, sırayla, “Hava-Boşluk”,” Ateş-Su” ve” Su -Toprak” tır. Dosha vücuttaki temel psikolojik, biyolojik, kimyasal özellikler grubudur. “Vata”, "Pitta” ve “Kapha” vücudumuzdaki pozitif güç, yaşam enerjisidir ve değişebilirler. Artabilirler veya, nadirende olsa, bünyemizde olması gereken seviyenin altına inebilirler(azalabilirler). Bu bozulmuş dosha, vücutta veya ruhta, bir dengesizlik oluşturarak, hastalıkların ortaya çıkmasına uygun ortama olanak sağlar. Değişmiş olan dosha’yı tekrar dengeye oturtmanın yolu sağlıklı beslenme, yaşam biçimi ve bitkisel desteklerden geçer. Vücudumuzda artmış olan dosha’yı azaltmak veya pasifize etmek için, bitkisel takviyeler kullanılır. Vücudunuzda çok fazla “Pitta” varsa, bu kendini, sıcaklık, kırmızılık ve acılı isilik şeklinde belli eder. O zaman, siz serinlik veren bitki yada bitki karışımlarını kullanırsınız. Böylece Pitta azalacak veya pasifize olacaktır. Dışarıdan gelen herşey ve ruhsal durumumuz, fizyolojimizi etkileyerek dosha’larımızın dengesini yada dengesizliğini yaratır. Ayurveda da beslenme bir iaçtır. Hastalıklar, beslenme ve bitkilerden yapılan beslenme takviyesi ilaçlarla sağlanır. Ayurveda ya göre insansan yapısı, zihin ve beden le bir bütündür. Zihnin bedeni, bedenin, zihni ( ruhsal durum ), karşılıklı etkilemesi sözkonusudur. Çok hastalıklı bir bedende, berrak bir ruh bulunması çok zordur. Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur, Ata sözümüz, bu gerçeğin çok iyi bir ifadesidir. Yine bu nedenle, Ayurvedik bitkisel ilaçlar( veya bitkisel takviyeler), bu gerçek gözönüne alınarak hazırlanmıştır, ve binlerce yıllık deneylerden geçmiştir.
Mükemmel bir sağlık için kişinin kendi beden tipini, yani doşha tipini bilmesi çok önemlidir. Nedeni de bir beden tipi için iyi olabilecek bir yiyecek bazılarımız için bir olay olabilir. İşte bu yüzden bazılarımız yazı sever, bazılarımız kışı; kimimize dondurma zevkli gelir, kimimize ise dokunur. Bazen canımız çorba ister, bazen de tost. Nasıl oluyor bu olay? Bir bardak sütte, kim içerse içsin, 120 cal. vardır. Ama bazılarımız onu içerse yağ depolar, bazılarımızda enerjiye dönüşür. Bazıları ise kemikte Ca++ depolar, bazısı idrarla dışarı atar, bazıları ise böbrek taşına dönüştürür, üstelik aynı kalsiyumu. Doşha tipimizi bilmek, kendimizi anlamak, aynı maddelere neden farklı cevaplar verildiğini kavramak için bu nedenle önemlidir. Ayrıca modern tıpta hastalık oluştuktan sonra çoğu zaman belirtiler ortaya çıkmaktadır. (Tıkanan damar örneğindeki gibi). Ve o zaman kişi sağlığına dikkat etmektedir. Oysa kendi tipimize göre uygun beslenme ve davranışlarda bulunmak, temelden bir korunma ve hastalık semptomları oluşmadan kolay bir tedavi olanağı sağlamaktadır. Oysa tüm semptomlar oluştuktan sonra tedavi olanakları çok kısıtlı kalabilir. Bir diğer nokta da, bir beden tipi her hastalığa yatkın değildir. Bazı hastalıklar ise kolay oluşmaktadır. Bir üçüncü nokta da, tedavide beden tipini bilmenin önemli oluşudur. Çoğumuz biliriz ki aspirin herkesin ağrısını kesmez veya midesi ağrıyan her kişiye antiasit verilirse bir gruba iyi gelirken, diğerine pek yararı olmaz.
İşte kişi kendi beden tipini bilirse ve hangi doşha`sı arttığında ne gibi hastalıklara zemin hazırladığını bilirse, doşha`sını dinleyerek, artmış doşha`yı pasifize ederek, daha ilgili hastalıklar ortaya çıkmadan sağlığını koruyabilir veya bir hastalık ortaya çıkmadan onu daha köklü bir şekilde onarabilir.
Yiyecek-içecekler:Ayurveda`da yiyecek ve içecekler ve onların tadı çok önemlidir. Çünkü vücudumuzun dışarıyla alış-verişi en çok yiyecek ve içeceklerle olur. Vücudumuza dışarıdan en çok giren maddeler besinler olduğuna göre, onların etkisi tartışılmaz. Peki bu durum nasıl olmaktadır? Her insanın atomlarının %98`i bir yıl içinde değişiyor. Yani şu an bu yazıları okuyan siz, geçen seneki size göre %98`i tamamen farklı bir sizsiniz. Şu an bile atomlarınızın bir bölümü değişmekte. Bir kişinin atomlarının çoğu değiştiğine göre, sağlığını korumakta veya bozmakta besinler çok önemli. Hatta bu etki bazen ilaçlardan bile daha fazla görülebilir.
GÜNLÜK RUTİN
Düzenli yatak ve uyku. Saat 11.00`de yatmak ideal. Uykunuz yoksa, uyuyamayacağız diye endişelenmeden gözleri kapayıp dinlenmek.
Sabah: Erken kalkmak, bir bardak ılık su içmek. Mesane ve bağırsak boşaltımı. Diş fırçalamak, dili temizlemek. Başa, vücuda, ayak tabanlarına yağ masajı. Duş, banyo. Transandantal meditasyon. Mevsime uygun rahat giyim, hafif kahvaltı, iş veya aktivite.
Öğlen: Öğlen yemeği esas öğün. Bu beden tipine ve mevsime göre olmalı, yemekten sonra hafif oturarak dinlenme. İş, aktivite.
Gece: Akşam yemeği tercihen hafif olmalı 10/15 dakika yürüyüş, mutluluk veren faaliyetler, erken yatmak.
Bazı püf noktaları:Günde bir iki kez temiz havayı derince ciğerlerinize çekmek, yemek araları en az üç saat olmalı. Aç değilse yememelidir. Akşam yemeği geç yenmelidir. Her gün tercihen aynı saatlerde yemek yenmeli. Yemek güzel ortamda ve oturarak yenmelidir.
Tedaviler basamak basamak ama mutlaka doğal yolla yapılmalıdır. Gıda destekleyicileri kullanılıyor. Bunlar sanki bir bilgisayar disketi gibi belirli hedef sisteme etkiyip bir dizi zincirleme reaksiyonlara yol açıyorlar, doşhaları dengeliyorlar. Allopetik ilaçlarla beraber istenirse kullanılabiliyorlar. Yapılan fare deneyleri ve laboratuar araştırmaları çok olumlu (1050 araştırma) özellikle hamile kusmaları, hamilelik, astım, romatoid artrit, gut, çocuklar için tonik, böbrek taşlarından korunma, kanser, aids, empotans, düşükler, uyku bozuklukları, kısırlık, hazımsızlık, kabızlık, hipertansiyon, baş ağrısı, migren, yorgunluk, şeker hastalığının hafif formlarında başarılı sonuçlar alınıyor. Artık batıda doğallığa dönülüyor. Transandantal meditasyon, zihin-beden bütünlüğünü sağlıyor ve streslerden arıtıyor. Derin dinlenmeyi sağlıyor.